Köy Okulları Ablası, Tek Başına Sivil Toplum Kuruluşu Gibi Çalışıyor
Sibel Tan Arıkan, 90 yıllara damga vuran best modellerden. Hatta Türkiye Mankenler Kraliçesi. Aslında mimar olsa da mankenlik, oyunculuk, sunuculuk kariyerinden sonra ‘Köy Okulları Ablası’ olarak nam saldı son günlerde. Yaklaşık 1 yıldır doğudan batıya onlarca öğretmenle irtibata geçen Arıkan, onlardan ihtiyaç listelerini alıyor, yardımseverlere arz ediyor. Onlarca çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasına aracılık eden Arıkan, @koyokullariablasi […]
Onlarca çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasına aracılık eden Arıkan, @koyokullariablasi hesabını ve projesini Sivil Sayfalar’a anlattı:
Yola çıkış hikâyeniz nedir?
Karlı bir kış günü evde otururken sosyal medyada önüme çıkan bir haber beni çok etkiledi. Haberde çocukların bot ihtiyacı olduğundan bahsediyordu. O an oğlumu düşündüm, botu olmasına rağmen okula spor ayakkabıyla gidiyordu. Bu durum empati yapmamı sağladı. Sıcak evimde karlı havaya bakarken o çocuklar için neler yapabileceğimi düşündüm. Veli whatsapp grubu kurarak işe başladım, o çocuklar için ilk adımı atmış oldum.
Köy okulları ablası, çevrenizin size verdiği bir isim mi yoksa proje sahibi olarak kendinize yakın bulduğunuz bir isim mi?
Bu isme çocuklarımla birlikte karar verdim fakat öğretmenlerin bana bu şekilde hitap etmesi de yönlendirici oldu. Öncesinde yaşadığım olumsuz bir olay var. Şöyle ki; yardım toplayan bir başka sayfaya hem kendim yardım ettim hem de çevremi oraya yönlendirdim. Ancak Atatürkle ilgili bir fikrim siyasî bulununca yardımlardan el çekmem istendi. Hatta onların okullarına ulaşmamam için önüme engel koydular. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yapılan bu hareketi hazmedemedim, “Ne yapabilirim?” diye düşündüm. Çocuklarımın “Kendi sayfanı aç!” demeleriyle kendi sayfamı açtım. Tanıdığım köy okulları öğretmenleriyle iletişim kurdum ve hiç nefes almadan çocuklara hediyeler yollayan köy okulları ablası oldum.
Şimdiye dek kaç çocuğu mutlu ettiniz? Hangi illere ulaştınız?
Adresi bende kayıtlı olan yaklaşık 150 okula ulaştım. Doğudan batıya bir çok il var. Şanlıurfa en çok yardım gönderdiğimiz illerimiz arasında.
En çok talep doğudaki okullardan olmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Bu durum coğrafi şartlarla, kışın sert geçmesiyle, okulların merkeze uzak olmasıyla, evlerdeki çocuk nüfusunun fazla olmasıyla ilgili.
En çok nelere ihtiyaç duyuluyor?
En çok ayakkabı, mont desek bile en önemli ihtiyaç kırtasiye. Kalem ve kâğıt ihtiyacı çok fazla. Çocuklar okula kalem, defter ve silgileri olmadan gidiyor. Bunları temin edebilecekleri bir mağaza da yok. Dolayısıyla malzeme olmadan eğitim görüyorlar.
İlk yardımlar çocuklara ulaştığında neler hissettiniz?
İlk mutluluğu öğretmenler yaşıyor. Çocukların sevinçlerine ilk onlar tanık oluyor. Bazı öğretmenler yardımlar çocuklara ulaştığında kayda alıyor; video veya fotoğraf gönderiyorlar bize. Sıkıntılı olduğum bir anda gelen bu görüntüler bana ve aileme tarifsiz bir mutluluk yaşatıyor. Aynı zamanda hüzün veriyor. Tüm çocuklarımızın iyi koşullarda ve eşit şartlarda eğitim görmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun katlanarak çoğalması için elimden geleni yapıyorum.
Bir başka dernek veya vakıf için gönüllü çalışabilirdiniz…
Gerek yaşadığım çevre gerek mankenlik mesleği nedeniyle derneklerde gönüllü olarak görev aldım. Hepsi için söz konusu olmasa da kimilerinde yardımın gerçek sahiplerine ulaşmadığını hissettim. Çok yüksek rakamlar toplanarak yapılan organizasyonlarda çok az bir miktar amacına uygun kullanılıyor.
Siz oturup bir şeylerin düzelmesini beklemiyorsunuz, çözümün bir parçası olmaya çalışıyorsunuz…
Beni çözümün parçası olmaya iten duygu, geçirdiğim zor çocukluk ve öğrencilik hayatı olabilir. Bunun dışında, dezavantajlı bölgelerdeki çocukların eğitim koşullarına bakıyorum; asgarî düzeyde de olsa bazı imkânlara sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum. Tüketim toplumu olduğumuz şu dönemde paylaşabilmeyi öğrenebilmeliyiz.
Bir çocuğu mutlu etmenin sizdeki karşılığı nedir?
Bir çocuğu mutlu edelim ki yetişkin olduğu zaman çocukluğunda hatırlayacağı güzellikler olsun. Hayatındaki zorluklara direnme gücü olsun. Her şeyden önce okuyup meslek sahibi olsun. Kızlarımız çocuk gelin olmaktan kurtulabilsinler.
Projenizde zorlandığınız noktalar oluyor mu?
En çok zorlandığım noktalardan biri yoğun istek olduğu dönemlerde öncelik sıralaması yapabilmek. Öğretmenlerimizin iletişim bilgisi ve fotoğraf yollamadan talepte bulunmaları da zaman kaybına neden oluyor. Yardımseverler anlaşmalı bir kargo firması soruyorlar ama büyük bir sayfa olmadığımdan herhangi bir anlaşmam da yok.
Bir başka dernek veya vakıf ile dayanışma içinde görebilecek miyiz sizi? İşbirliklerine açık mısınız?
Bir dernek veya vakıf ile çalışmayı düşünmüyorum. Ama okul bazında anlaşma şeklinde karşılıklı yardımlaşmak isterim. Bazı kişiler, kurumlar ya da işadamları benden bir okul istiyorlar. Güçlerine göre okul veya sınıf seçeneği sunuyorum. Yani sayfaya ve ilana çıkmadan el altından destek sağlamış oluyoruz. Bu benim ayrıca hoşuma gidiyor. İstekleri sayfaya çıkmıyor ama mutlaka sevinçlerini paylaşıyorum. Sınıf ve okul bazında güçlerim olsa okullara ‘ihtiyaçlar tamamlandı’ diye tik atmak daha kolay olurdu.
Dernekleşme sürecine girecek misiniz?
Dernekleşme sürecine girmeyi düşünmüyorum çünkü sayfanın benim kontrolümden çıkması benim gibi titiz bir insanı rahatsız eder. Dernek olmadığım için gelen yardımı toplayıp yönlendiremiyorum. Yardımı yapacak kişiye sadece yol gösterebiliyorum. Dernek olursa da yardımların azalacağını düşünüyorum. Sosyal sayfaların daha farklı bir enerjisi olduğuna inanıyorum.
Bağış mekanizması nasıl işliyor?
Bir fotoğraf paylaşarak ihtiyaçları duyuruyoruz. Talepte bulunan öğretmen ile yardım etmek isteyen gönüllü böylece bağlantı kuruyor. İki tarafı koordine ederek ihtiyaçların çocuklara ulaşmasına aracı oluyorum. Ulaşan yardımların fotoğrafları da bu işin kanıtı oluyor.
Bu tip faaliyetlerde “yardım” yerine “hediye” kelimesini kullanmak daha mı doğru?
Yardım kelimesinin karşı tarafı hor gören bir havası var gibi. Yardım kelimesi yerine hediye kelimesini tercih ediyorum. Bazen çocuklardan bize teşekkür videoları geliyor. Üstüne basarak onların birer hediye olduğunu ve öğretmenlerinde onlara bu şekilde söylemesini rica ediyorum.
Burçin Orhon’un desteğini de görüyoruz…
Geçmişte ünlü olmama rağmen ünlü sayılabilecek hiçbir kişi ya da kurumdan sayfam için yardım istemedim. Çünkü bu yoldan gelecek yardımların kalitesine inanmadım. Burçin Orhon’a gelirsek; onun farklı bir takipçi kitlesi var. Hayranlığın haricinde gerçek gönül dostlarından oluşan bir grup… Burçin Hanım’ın ‘Örgü Projesi’ ile atkı ve berelerle dolu koliler, köy okulu çocuklarına ulaştı. “Siz örün minik kalpler ısınsın” diyerek çıkılan bu yolda hem sayfanın takipçileri arttı, hem de onlarca minik kalp ısındı. Bunun için Burçin Orhon’a çok teşekkür ederim. Ayrıca adından çok söz etmediğim Pınar Altuğ ve arkadaşlarının sayfa okullarına çok desteğini gördüm.
Son yıllarda ünlülerin sosyal sorumluluk projelerine olan eğilimlerine bakışınız nasıl?
Kimisinin çok başarılı olduğunu gözlemliyorum. Kimilerinin ise şahsi reklamdan öteye gidemediklerine şahit oluyorum.
Siz çocuklardan neler öğrendiniz?
Çocuklar bana çok küçük şeylerden nasıl mutlu olunabileceğini öğrettiler. Kolilerin başındaki bekleyişleri, heyecanla paketleri açmaları, yeni bere giyince yaşadıkları sevinç ve teşekkür videolarındaki o coşku, tarif edilemez mutluluk yaşatıyor. Destek yollayanların küçük bir resimle mutluluk gözyaşları dökmelerine de tanık oldum tabi.
Bağış yapmak isteyenlere çağrıda bulunmanızı istesek…
Bağış yapmak isteyenlere çağrıda bulunmak istesem resimlerini gördükleri sınıflarda bulunduklarını hayal etmelerini isterim ve empatiye davet ederim.
Bizi Takip Edin