Roboskî’de altıncı yıldönümü…
34 sivilin yaşamını yitirdiği Roboskî katliamının üzerinden geçen altı yılda hiçbir resmi görevli hakkında soruşturma açılmadı. Durumu protesto eden aileler adına Veli Encü, “Her adalet talebimizde zulme maruz kalıyoruz” dedi. 28 Aralık 2011 gecesi Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı (Bejuh) ve Ortasu (Roboskî) köylülerinden 38’inin F-16 uçakları tarafından bombardımana tutulmalarının üzerinden altı yıl geçti. O […]
34 sivilin yaşamını yitirdiği Roboskî katliamının üzerinden geçen altı yılda hiçbir resmi görevli hakkında soruşturma açılmadı. Durumu protesto eden aileler adına Veli Encü, “Her adalet talebimizde zulme maruz kalıyoruz” dedi.
28 Aralık 2011 gecesi Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı (Bejuh) ve Ortasu (Roboskî) köylülerinden 38’inin F-16 uçakları tarafından bombardımana tutulmalarının üzerinden altı yıl geçti. O günden sonra Roboskî katliamı olarak anılan faciada 17’si çocuk, 34 sivil yaşamını yitirdi. Ailelerin adalet mücadelesi altı yıldır devam ediyor ancak herhangi bir sorumlu yargı önüne çıkarılabilmiş değil. Sivil ve askeri mahkeme arasında gidip geldikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürülen Roboskî dosyası, Şubat 2016’da AYM tarafından reddedildi. Dosya şu an Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde bekliyor.
Katliamın yıl dönümünde Roboskî mezarlığına giden yol asker, polis ve korucular tarafından tutularak, yaşamını yitirenlerin yakını olmayanların anmaya katılmalarına izin verilmedi. Anmaya katılabilen ailelere de çeşitli bahanelerle cezalar kesildi. Mezarlıkta bir anma gerçekleştiren Roboskîli Aileler, yaptıkları basın açıklamasında; aradan geçen 2 bin 192 günde Roboskîliler olarak; ‘İçişleri Bakanı ve dönemin başbakanı, bugünün cumhurbaşkanı tarafından çeşitli hakaretlere uğradıklarını, altı yıldır baskıya maruz kaldıklarını’ vurgulayan aileler, dava hakkında verilen sözlerin hiçbirinin tutulmadığını hatırlatarak, “Hükümet, Meclis İnsan Hakları Komisyonu, sivil yargı, askerî yargı ve Anayasa Mahkemesi’ni dolaşan dava hepsinin utanç verici birliğinin arasında karanlığa gömüldü, gömülüyor. Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacağı sözü verilen Roboskî davası, dehlizlerin karanlığında kaybediliyor…” dediler.
“Roboskî Katliamı’nı bir ‘paralel devlet’ yapılanması gerçekleştirdi ise ortaya çıkarıp hesabını sormak, ‘paralel olmayan devlet’ yaptı ise yine ortaya çıkarıp hesabını sormak hükümetin sorumluluğundadır.”
Roboskî Katliamı’nın, ordu içindeki Gülen yapılanmasına mensup askerler tarafından yapılmış olabileceği iddialarına da cevap verilen açıklamada; “Roboskî Katliamı’nı bir ‘paralel devlet’ yapılanması gerçekleştirdi ise ortaya çıkarıp hesabını sormak, ‘paralel olmayan devlet’ yaptı ise yine ortaya çıkarıp hesabını sormak hükümetin sorumluluğundadır. Bugün Roboskî Katliamı’nda dahli olan askerlerin çoğu 15 Temmuz Darbe Girişimi sebebiyle tutukludurlar. Ama darbecilikten yargılanan bu komutanlar, Roboskî Katliamı için yargılanmıyorlar.”denildi.
Türkiye’nin tarihinin, cezasızlık politikaları sebebiyle tekrarlanan toplumsal travmaların tarihi olduğunu vurgulayan aileler, bu davanın neden önemli olduğunu, “Roboskî Katliamı’nın hesabını sorabilirsek, adaleti sağlayabilirsek bu kısır döngüden çıkılır diye inandık. Ermeni kırımının, Dersim’in, Çorum’un, Maraş’ın failleri adalet önünde yargılanamadı ama Roboskî’nin failleri yargılanırsa bu kirli tarihle bir yüzleşme başlar, biliyoruz. Devlet güçlü, Roboskililer olarak bugüne kadar adaleti sağlayamadık ama biz de haklıyız ve adalet er ya da geç tecelli edecek, zalimler hesap verecek, haklı olanlar kazanacaklar, buna inanıyoruz.” sözleriyle dile getirdiler.
Basın açıklamasını aileler adına okuyan Veli Encü, Sivil Sayfalar için şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugüne kadarki altı yıllık süreç, tamamen bir oyalama şeklinde geçti. İlk günden bu yana valisinden bakanına, meclis komisyonundan başbakana kadar herkese gidip adalet talebimizi dile getirdik. Hepsinde sözler verildi, ancak bırakın dosyada bir ilerleme olmasını köye her dönüşümüzde baskılar arttı. Bir onbaşı dahi ifadeye çağrılmazken bizleri gözaltılarla, ev baskınlarıyla, para cezalarıyla sindirmeye, adalet arayışından vazgeçirmeye çalıştılar. Köyümüzün kamuoyundaki sesi ve meclisteki temsilcisi Ferhat Encü milletvekili olmadan önce de defalarca gözaltına alındı ve nihayet milletvekili olduktan sonra basit gerekçelerle hapsedildi. Bizim başımızdan bu kadar zulüm geçmesine rağmen adalet ortada görünmezken bir de kaymakamın darp edilmiş olması sebebiyle yargılanıyoruz. Düşünün, bugün devletin uçakları tarafından öldürülen kardeşimin mezarına gittiğim için jandarma bana para cezası kesti. Birçok köylüye, gözünün üstünde kaşın var gibi bahanelerle ceza verildi. Bunu vicdan ve insan sahibi olan yapmaz, el insaf diyoruz! Ama ne Ferhat ne de Roboskîliler bu zulme boyun eğmeyecekler, er geç bu kötülüklerin adalet önünde hesabı verilecektir.
Bakın, dava dosyamızı oradan oraya göndererek adaletsizliği katladılar. En son AYM, davayı reddetti. Türkiye’de 34 sivil insanın devlet uçakları tarafından öldürülmüş olması kimseyi rahatsız etmiyor. Bu utançla yaşayabiliyorlar. Böyle olunca biz de adaleti başka yerde aramak zorunda kaldık. Davayı AİHM’e taşıdık. Kamuoyundan beklentimiz, Roboskî ve diğer bütün mağduriyetlere karşı çıkmaları, adaletsizliğe sessiz kalmamalarıdır.”
Bizi Takip Edin