Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakos Ergün: Hem hukuki hem idari yollardan çözüm arıyoruz
Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakos Ergün, Mardin’in büyükşehir kapsamına alınmasının ardından Mardin Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu tarafından hazineye devredilen Süryani cemaatine ait çok sayıda kilise, manastır, mezarlık vs. gibi taşınmazların geri alınması için hem hukuki hem de idari çabalarını sürdürdüklerini belirtiyor. Sivil Sayfalar’a yaptığı değerlendirmede, 1 Kasım’da Dışişleri Bakanlığı’nda konuyla ilgili […]
Mor Gabriel Manastırı Vakfı Başkanı Kuryakos Ergün, Mardin’in büyükşehir kapsamına alınmasının ardından Mardin Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu tarafından hazineye devredilen Süryani cemaatine ait çok sayıda kilise, manastır, mezarlık vs. gibi taşınmazların geri alınması için hem hukuki hem de idari çabalarını sürdürdüklerini belirtiyor. Sivil Sayfalar’a yaptığı değerlendirmede, 1 Kasım’da Dışişleri Bakanlığı’nda konuyla ilgili bir toplantıya katıldıklarını belirten Ergün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da randevu talep ettiklerini ama henüz bir cevap alamadıklarını dile getirdi.
Süryani cemaatine ait mülklerle ilgili son durum nedir?
Şu an süren sıkıntı Mardin’in büyük şehir olmasıyla ortaya çıktı. 2008 ardından 2011’de yapılan düzenlemelerle azınlık vakıflarının mal edinme hakları doğdu. Ondan önce tüm taşınmazlar köy tüzel kişiliğinin üzerine yapılıyordu. Hakkın elde edilmesinden sonra yapılan düzenlemelerle kadastroların yüzde 90’nı azınlık vakıflarına kaydedildi. Ama bazı memurlar daha önce olduğu gibi bazı malları köy tüzel kişileri adına kayıt etmişler. Mardin ‘büyükşehir’ olunca biz bunun farkına vardık, valiliğe müracaat ettik. ‘Bu taşınmazlar bizim vakıflara aittir’ diyerek listelerini alıp götürdük. Bunların vakfımıza devredilmesini istedik. Vali ilk etapta çok olumlu konuştu. ‘Tam zamanında geldiniz hakkınızdır biz de bu konuları görüşüyoruz. Size teslim edeceğiz’ dedi. Fakat iki ay sonra hepsi hazineye devredildi, tahsisi ise Diyanet İşleri Başkanlığı’na verildi. Gittik buna itiraz ettik, bunların kilise, manastır taşınmazı olduğu söyledik. ‘ Diyanet İşleri Bakanlığı bunlara ne yapacak?’ diye sorduk. Sonra olayın kamuoyuna duyurulmasının ardından diyanete yapılan tahsis kaldırıldı. Bize de ‘bu taşınmazların vakfınıza geri verilmesi için hazineye müracaat edin’ denildi. Dilekçe yazdık cevap alamadık. Ancak sonra gördük ki, Mardin’deki Devir Tasfiye Araştırma Komisyonu, bu kilise, manastır, mezarlık gibi taşınmazları Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne kayıt ettiriyor. İlçelere devredilenler ise belediyelere kalıyor. Tüm bu tahsis ve kayıtlar için hukuki başvurularımızı yaptık. Davaların sonuçlanmasını bekliyoruz.
Davaların dışında bu konuda başka çabalarınız var mı?
Bir yandan bu hukuki çalışmaları yürütüyoruz. Bir yandan da randevu talebinde bulunduk. 1 Kasım’da Dışişleri Bakanlığı’nda bir toplantımız oldu. Randevu talebini diasporadaki cemaatimiz, büyükelçiler kanalıyla yaptığı için toplantı, Dışişleri Bakanlığı’nda düzenlendi.
Bu toplantıyla ilgili bilgi verebilir misiniz, kimler katıldı, nasıl geçti görüşmeler?
Türkiye Kiliseleri ve Manastırları Vakfı Başkanı Anto Nuay, İstanbul Kadim Meryem Ana Süryani Kilisesi Vakfı Başkanı Sait Susin, İsveç Milletvekilleri Yılmaz Kerimo, Robert Halef, İsveç’ten Süryani toplumunun temsilcileri vardı. Dışişleri Bakanlığı bürokratlarının yanı sıra Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem katıldı bu toplantıya. Görüşmede yukarıda bahsettiğimiz sorunları dile getirdik. Hazineye ve başka kurumlara tahsis edilen kilise, mezarlık gibi mülkiyetlerimizin vakıflarımıza geri verilmesi gerektiğini dile getirdik. Bununla ilgili notlar aldı katılan bürokratlar ve hükümete ileteceklerini dile getirdiler.
Bu arada Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dan randevu talebinde bulunduk. Önceki yıllarda da kendisiyle yine vakıflarımıza ait mülklerin iadesi için görüşmeler yapmıştık. Ancak henüz bir yanıt alamadık. Hukuki itirazlarımızı bütün külfetine rağmen sürdürüyoruz. Yirmiye yakın dava açtık. Nusaybin’e bağlanan tüm taşınmazlar için dava açtık. Başka çaremiz de yok. Hem hukuki yolları deniyoruz hem de idari yollardan çözüm aramaya çalışıyoruz.
Bizi Takip Edin