Kültürhane Yüzlerce Kişinin Katılımıyla Açıldı
KHK ile Mersin Üniversitesi’nden ihraç edilen Prof. Dr. Ayşe Gül Yılgör, Doç. Dr. Ulaş Bayraktar ve Galip Deniz Altınay ile feminist aktivist Nalan Turgutlu Bilgin’in kurduğu Kültürhane’nin açılışı, yüzlerce kişinin katılımıyla yapıldı. Mersin’in alternatif akademisi olmaya aday olan Kültürhane yüzlerce kişinin katıldığı bir kokteylle resmi açılışını yaptı. Doç. Dr. Ulaş Bayraktar, Galip Deniz Altınay ile […]
KHK ile Mersin Üniversitesi’nden ihraç edilen Prof. Dr. Ayşe Gül Yılgör, Doç. Dr. Ulaş Bayraktar ve Galip Deniz Altınay ile feminist aktivist Nalan Turgutlu Bilgin’in kurduğu Kültürhane’nin açılışı, yüzlerce kişinin katılımıyla yapıldı.
Mersin’in alternatif akademisi olmaya aday olan Kültürhane yüzlerce kişinin katıldığı bir kokteylle resmi açılışını yaptı. Doç. Dr. Ulaş Bayraktar, Galip Deniz Altınay ile feminist aktivist Nalan Turgutlu Bilgin birlikte açtığı Kültürhane’nin kurucularından olan Prof. Dr Ayşegül Yılgör açılışta yaptığı konuşmada, “Geniş bir sosyal bilimler literatürümüz var. Onları odalarımızda, kütüphanelerimizde hapsetmek istemedik. İstedik ki öğrencilerimiz ya da sosyal bilimlerle ilgilenen kişiler bu kitaplardan yararlansınlar. Yeniz tezler, makaleler çıksın , yeni toplumsal araştırmalar çıksın. Daha güzel bir hayata, daha güzel bir dünyaya katkıda bulunsun buradaki kitaplar. Diğer kısmında ise tekrardan birlikte üretmek, kültürel, sanatsal faaliyetleri birlikte örebilmek amacıyla çeşitli gösteriler, paneller, söyleşiler, açık oturumlar imza günleri yapmak istiyoruz” dedi. Açılışa gösterilen ilgiden duydukları memnuniyeti dile getiren Yılgör, “İşimiz belki bundan sonra başlıyor. Şu ana kadar daha kolaydı ama sizleri gördükten sonra anlıyoruz ki, bu kütüphaneyi her gün yeni bir faaliyetle, güzel bir etkinlikle birlikte örmek konusunda bir sorumluluğumuz var” ifadelerini kullandı.
Açılışa katılan KHK ile işten çıkarılan öğretim üyelerinden olan Prof. Dr. Nilgün Toker ise Kültürhane ile ilgili şunları dile getirdi: “Biz aslında akademisyeniz ve kendimizi bir tür kamusal entelektüel olarak da tarif ediyoruz. Bizim gibi insanların yaşamını sürdürebilmelerinin yolu kitaplarla insanlarla ve gençlerle bir arada olmanın yöntemlerini aramak. Kültürhane bu yöntemlerden birisi. Yani hem kitaplar, hem okuryazarlar, hem insanlar. Kamu ile bir arada olmanın en güzel ortamlardan biri. Burasını önemli bir proje olarak gördüm, gerçekten arkadaşları tebrik ediyorum. Bir kültür merkezi açıp, hem bir arada sohbet etmek, çalışmak, kitapları herkesin hizmetine sunmak, paylaşmak, dayanışmak hepsini. Birleştirebilecekleri bir mekân burası. Olağanüstü bir şey olmuş. Çok heyecanlanmıştım, şimdi daha çok heyecanlıyım”
Eski Kültür Bakanı İstemihan Talay da, Kültürhane’nin açılışına katılmaktan hem üzüntü hem de mutluluk duyduğunu belirterek, “Üzüntümün nedeni, burayı açan arkadaşlarımızın daha kısa bir süre önce üniversitede çok önemli akademik çalışmalar yaparken OHAL uygulamaları sonucunda işlerinden ve üniversiteden uzaklaştırılmış olmaları. Hem eğitime, hem ülkenin entelektüel birikimine katkıları engellendi hem de açlığa mahkûm edildiler. Bundan üzüntü duyuyorum. Bu insanlar kolay yetişmiyor. Bu insanlarımızı yetiştiriyoruz ve ülkenin hizmetine sunuyoruz ama bir OHAL yasasının acımasız kuralları içerisinde, hiçbir gerekçe göstermeden onları sokağa terk ediyoruz. Bu büyük bir kayıp, büyük bir acı. Ülkemiz adına entelektüel ve aydınlık, çağdaş, Atatürk cumhuriyeti adına çok büyük bir kayıp, çok büyük bir ayıp. Ama burada olmaktan şu açıdan da mutlu oluyorum. Mersin halkı bu insanlarımızı bir dayanışma duygusu içerisinde açılan Kültürhane ismindeki sanat vurgusu vesilesiyle bir araya geldiler. Bu dayanışmayı ortaya koydular ve Mersin halkının Atatürkçü, sosyal demokrat ve adaletten yana insanlarının bir dayanışması olarak bu açılışta birlikte yer alarak. Bu yapılan haksızlığa karşı çok güzel bir dayanışma örneği gösterdiler. Umarım bu kara günler kısa zamanda geçecektir. 1980 darbesinden sonrada bu tip uygulamalar olmuştu. Sonra üniversiteden atılan değerli öğretim üyeleri tekrar üniversiteye dönmüşler ama maalesef hem onların hayatı, hem de üniversite entelektüel birikimimiz açısından bir kayıp dönem yaşamıştır. İnanıyorum ki bu haksızlıklar bir gün elbette telafi edilecek, giderilecek. Ama kaybettiğimiz değerler, zaman ülkemiz bir kayıp olarak tarihe geçecektir” diye konuştu.
Bizi Takip Edin