Benzemez Kimse Sana

Sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına devam edebilmek için kaynak yaratmaya ihtiyacı var. Bunun için de sürekli yeni yollar deniyorlar. Oyuna ilk girenler özel gün ürünleri oldu sanırım. Ardından sertifika bağışlarına kardeş gelen özel gün sertifikaları oldu; Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü…* Ama bunların dışında daha “sportif” kaynak yaratma yöntemleri de gelişiyordu: Yardımseverlik Koşusu! Adım Adım […]

Sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına devam edebilmek için kaynak yaratmaya ihtiyacı var. Bunun için de sürekli yeni yollar deniyorlar. Oyuna ilk girenler özel gün ürünleri oldu sanırım. Ardından sertifika bağışlarına kardeş gelen özel gün sertifikaları oldu; Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü…*

Ama bunların dışında daha “sportif” kaynak yaratma yöntemleri de gelişiyordu: Yardımseverlik Koşusu! Adım Adım adlı platform sivil toplum kuruluşlarının projelerine kaynak yaratmalarını sağlıyor ve bunun için de İyilik Peşinde Koş Platformu’nu kullanıyor:

“İyilik Peşinde Koş Platformu, Adım Adım’ın desteklediği sivil toplum kuruluşlarının projeleri için koşmak isteyen gönüllülerin kullanacağı bir yardımseverlik koşusu web platformudur. Adım Adım’ın 8 yıl boyunca koşan 7,000 koşucu ve 66,000 bağışçı sayesinde biriktirdiği tecrübeleri sonucunda ortaya çıkmıştır. Dünyada sadece yardımseverlik koşusu için yapılmış ilk dijital kaynak yaratma platformudur.”

Sayısız sivil toplum kuruluşu bu platformu kullanıyor. Fakat bu yazının konusu nasıl yardım toplandığı değil birden fazla sivil toplum kuruluşunun olduğu platformlar aracılığıyla kaynak geliştirirken iletişimde neye özellikle dikkat etmek gerektiği. Ki, bu dikkat sizi diğer kurumlardan farklılaştıracak.

Kurumların logoları ve renkleri, diğerlerinden ayrışması için büyük önem taşır. Yardımseverlik koşusundaki formalarında kullandıkları renkleri de AKUT’un kırmızısı, KAÇUV’un mavisi, TOÇEV’in moru, YenidenBiz’in pembesi gibi…

Fakat iş görsel kullanımına gelince tıkanıyor. Kurumlar (yukarıda saydığım kurumlar özelinde değil, genel olarak) projelerine destek çağrısı ya da daha fazla koşucu çağrısı yaparken çeşitli görseller kullanıyor. Maalesef bu cümledeki “çeşitli” iyi niyetli bir tanımlama oldu. Çünkü bazen tek bir koşucu görselinin dört kurum tarafından kullanıldığını görebiliyoruz. Bu durumda da kurumları çağrılarının birbirinden ayırt edilmesi zorlaşıyor, çünkü kurumlar aynı platformda aynı görsel ile aynı çağrıyı yapıyor: “Bizim için koşar mısınız?” / “Bize destek olur musunuz?”

Evet belki hepsi aynı görseli kullanmıyor ama bazen çok benzer görsellerin kullanıldığını da görebiliyoruz. Bunun çeşitli sebepleri var. Birincisi bütçe. Sivil toplum kuruluşları bütçeleri olmadığı için telif sorunu yaşamayacakları görselleri tercih ediyorlar. İkincisi kaliteli olmaları. Telif sorunu olmayan görsellerin bulunduğu birçok havuz mevcut ve kaliteleri de oldukça yüksek.

“Çözümün kendisi olmak”


Fakat bu iki sorunun da üstesinden gelmenizin bir yolu var: Siz! Ta kendiniz! Bir hafta sonu bir arkadaşınızdan spor ayakkabısı, eşofmanı ya da taytıyla size poz vermesini isteseniz. Birçoğumuzun elindeki telefonların da muhteşem kalitede fotoğraf çektiğini göz önünde bulundurursak, geriye sadece kadrajlamak kalıyor.

İlk etapta beğendiğiniz koşucu fotoğraflarının bire bir aynısını çekmeye çalışın. Ardından içinizdeki yaratıcılığı konuşturabilirsiniz. Eminim ki ortaya çok güzel kareler çıkacaktır. Fakat güzel olmasından ziyade kurumunuza özgü ve herhangi bir stok sitesinde bulunamayacak görseller olacaklar. Unutmayın, bu ülkede kimse okyanus kıyısında antrenman yapmıyor.

Bir de fotoğraflarınızı mesajlaşma uygulamaları ile değil en büyük haliyle e-posta ile gönderirseniz, çözünürlük sorununun da üstesinden gelmiş olacaksınız. Gerisi görüntü işleme programlarında birkaç dokunuş.

Bugün Adım Adım için bunu konuşuyoruz, yarın başka bir platform için konuşuyor olabiliriz. Unutmayın ana kıstas birden fazla sivil toplum kuruluşunun aynı araçla aynı amaca ulaşmaya çalıştığı mecralar.

Telif sorunu ve biraz araştırmak

Son olarak burada çıkan pürüz bir yandan da şu: İnternette olan her görsel için telif sorunu yok diyebilir miyiz?

Mesela aşağıdaki görsele bakın. Bu görsel ShutterStock adlı bir stok fotoğraf sitesinden. Fotoğrafı indirmeye çalıştığınızda size şöyle bir bütçe sunuyor: “5 Görsel 49 Dolar, bir yıl içinde indirme koşulu ile” Daha maliyetli başka seçenekleriniz de var tabii. Peki bu görsel nasıl internette dolaşıma girdi? Telif hakkını ödeyip kullanan birisinin imajı internet ortamında kullanması ile. Telif haklarına duyarlı olup olmama durumu sizin tercihinizde olan bir şey. Fakat bir imajı kullanmadan önce yine de nereden geldiğinden emin olmak güzel olur. Bunun için de images.google.com bile işinizi görecektir.

*Pınar İlkiz – Pikan Ajans İletişim Geliştirme Direktörü