“Hakları Sistematik Olarak İhlal Eden OHAL Kaldırılsın”
İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube başkanı Raci Bilici 2017 yılının ilk çeyreğinde çeşitli kategorilerde toplam 7 bin 907 hak ihlali tespit ettiklerini açıkladı. İHD’nin raporunu Sivil Sayfalar’a değerlendiren Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, “Çatışma sürecinin sonlanması ve sorunlarımızın çözümünde sivil yol ve yöntemlerle hareket edilmesi demokratik gelişimin önündeki engelleri kaldıracağı gibi insan hak […]
İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube başkanı Raci Bilici 2017 yılının ilk çeyreğinde çeşitli kategorilerde toplam 7 bin 907 hak ihlali tespit ettiklerini açıkladı. İHD’nin raporunu Sivil Sayfalar’a değerlendiren Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, “Çatışma sürecinin sonlanması ve sorunlarımızın çözümünde sivil yol ve yöntemlerle hareket edilmesi demokratik gelişimin önündeki engelleri kaldıracağı gibi insan hak ve özgürlüklerinin korunduğu bir toplum düzenine de imkan sunacaktır.” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Kürt illerini kapsayan üç aylık hak ihlalleri raporunu şube binasında yaptığı basın açıklaması ile duyurdu. ‘9 aydır OHAL kanunları ile yönetilmenin pek çok kategoride insan hakları ihlallerinin ortaya çıkmasına neden olduğunu’ vurgulayan Şube Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, “KHK’lerle düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, ekonomik ve sosyal haklar ile kişi özgürlüğü ve güvenliği bakımdan mağduriyet oluşturan ihlaller ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, demokratik ilerlemenin sağlanamamasına ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açan OHAL, bir an önce Türkiye’nin gündeminden çıkarılmalı, uygulamaların oluşturduğu mağduriyetler ise ivedi olarak giderilmelidir.” çağrısında bulundu.
‘323’ü ağır olmak üzere en az 905 hasta mahpus kaderine terk edilmiş durumda’
OHAL ortamının 2015 yılında kötüleşmeye başlayan insan hakları karnesini daha da kötüleştirdiğini vurgulayan Bilici, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “OHAL ilanı ve uygulama süreciyle paralellik gösteren hapishane ihlalleri, sürgünler, sağlık hakkı, işkence ve kötü muamele, disiplin soruşturmaları, tecrit etme, haberleşme, iletişim ve aile görüşü haklarının kısıtlanması gibi konularda açığa çıkmıştır. Hapishanelerden mektup aracılığı ile bizlere hukuki yardım ve duyarlılık çağrısı talebiyle başvuruda bulunan mahpuslar, sevkler sırasında çıplak arama ve fiziki işkence, kelepçeli tedavi, hastane ve revire çıkarılmama, kamera ile gözetilme, teşhir niteliği taşıyan yaka kartı takmaya zorlama, infaz koruma memurlarının tehditlerine maruz kalma gibi konularda yaşadıklarını mağduriyetleri ifade etmişlerdir. Özellikle sağlık hakkı ihlallerinin hala devam ettiğini, derneğimizin tespit ettiği verilere göre 323’ü ağır olmak üzere en az 905 hasta mahpusun cezaevlerinde adeta kaderine terk edilmiş durumda olduğunu ifade etmek istiyoruz.”
“Diyalog dışı çözüm yöntemlerinde ısrar, geride toplumsal yaşamını derinden etkileyen ve yaşamını yitiren insanların istatistiklere eklendiği korkunç ve acı bir savaş tablosu bırakıyor. Her şart altında yaşam hakkının kutsallığına inanan biz insan hakları savunucuları olarak, bu vesileyle buradan bir kez daha, sorunun demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesi çağrısında bulunuyoruz. Militarist yöntemlerin aksine siyasal ve sivil çözüm olanaklarını kullanmak suretiyle, çatışmasızlık ve barış ortamına geri dönüşün yolu açılsın. Çünkü her zaman ve özellikle şu içinde bulunduğumuz zamanda, toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz şey barıştır.”
İHD’nin 3 aylık ihlal raporunu Sivil Sayfalar için değerlendiren Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, İHD’nin kurulduğu günden bu yana insan hakları alanında önemli çalışmalar yürüten kurumlar arasında yer aldığını hatırlatarak, raporun ilgili makamlarca dikkate alınmasını istedi. Temmuz 2015’te bölgede başlayan çatışmalı süreç ile hak ihlallerinde ciddi oranda bir artış gerçekleştiğini belirten Özmen, “15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ile hak ve özgürlükler alanındaki daralma kısıtlama ve ihlaller daha da artmıştır. On binlerce kişi herhangi bir soruşturma olmaksızın kamu görevinden ihraç edilmiş, örgütlenme hakkı ihlal edilerek dernek ve vakıflar kapatılmıştır. İfade ve basın özgürlüğüne ağır bir darbe vuracak şekilde basın kuruluşları kapatılmıştır. Yine OHAL kapsamında sokakta basın açıklaması yapmak , gösteri yürüyüşü düzenlemek ve benzeri etkinlikler yasaklanmıştır.” dedi.
OHAL’in en yoğun olarak bölgede hissedildiğini belirten Özmen şunları söyledi: “Toplumda büyük bir ilgi ve destek ile karşılanan Kürt sorununu demokratik ve sivil metotlarla çözümünü amaçlayan çözüm süreci 7 Haziran seçimleri sonrasında sürdürülememiş ve tekrar çatışmalı sürece dönülmüştür. Ne yazık ki Kürt meselesi tekrar şiddet girdabına itilmiştir. Otuz yıl öncesine dönülerek defalarca denenmiş metotlara başvurulmuştur. Kürt meselesinin şiddet ve güvenlik politikaları ile çözülemeyeceği aşikardır. Kürt sorununun kalıcı çözümü ile acı ve gözyaşının ortadan kaldırılması için tekrar çözüm sürecine dönülmelidir. Çatışmalı ortamda insan haklarına saygının azaldığı ve hak ihlallerinde artış olduğu demokratik gelişimin sekteye uğradığı bilinen bir gerçektir. Çatışma sürecinin sonlanması ve sorunlarımızın çözümünde sivil yol ve yöntemlerle hareket edilmesi demokratik gelişimin önündeki engelleri kaldıracağı gibi insan hak ve özgürlüklerinin korunduğu bir toplum düzenine de imkan sunacaktır.”
Rapordan:
- Silahlı çatışmalarda 13 güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi, 16’sı yaralandı, 73 silahlı militan ve 1 sivil yaşamını yitirdi. Polis ve jandarma tarafından 2 kişi öldürüldü, 2 kişi yaralandı. Cezaevlerinde 1 kişi ve “faili meçhul” saldırılarda 2 kişi yaşamını yitirdi.
- Resmi hata ve ihlal sonucu 118 kişi yaralandı. 13 bölge özel güvenlik bölgesi ilan edildi, 18 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Mayın ve sahipsiz bomba patlaması sonucu 3 çocuk yaşamını yitirdi, 5’i çocuk 10 kişi yaralandı.
- İntihar eden 5 kadın yaşamını yitirirken aile içi şiddete uğrayan 13 kadın yaşamını yitirdi, 8 kadın yaralandı. Toplumsal alanda şiddete uğrayan 3 kadın yaşamını yitirdi, 2 kadın yaralandı, 4 kadın cinsel istismara maruz bırakıldı. 4 çocuk intihar etti, 57 çocuk cinsel istismara maruz bırakıldı.
- Düşüncelerini ifade edenlerden 4 kişi hakkında 2 soruşturma açılırken 31 kişi hakkında 28 ayrı dava açıldı ve 11 dosya kapsamında 136 kişiye ceza verildi.
- Gözaltında işkence ve kötü muamele sayısı 18, gözaltı yerleri dışında işkence ve kötü muamele sayısı 33, cezaevlerinde işkence sayısı 182, kaçırma ve ajanlık tehdidi 1, gösterilerde güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu dövülen ve yaralananların sayısı 30 olarak tespit edildi.
- 13’ü çocuk toplam 1.629 kişi gözaltına alındı, 1 çocuk ve 432 yetişkin tutuklandı, 1.367 ev baskını yaşandı.
Bizi Takip Edin