HAK İnisiyatifi Silopi’de delillerin karartılmasından endişe ediyor

Silopi’de polis panzerinin bir evin duvarını yıkarak içeri girip, uykudaki Muhammet ve Furkan kardeşlerin ölümüne neden olması olayını yerinde inceleyen HAK İnisiyatifi heyeti, delillerin karartılması endişesini paylaşarak adil bir soruşturma çağrısında bulundu. Geçen perşembe gecesi Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde bir evin duvarını yıkarak içeri giren polis panzeri, uykuda olan 7 yaşındaki Muhammet ile 6 yaşındaki Furkan […]

Silopi’de polis panzerinin bir evin duvarını yıkarak içeri girip, uykudaki Muhammet ve Furkan kardeşlerin ölümüne neden olması olayını yerinde inceleyen HAK İnisiyatifi heyeti, delillerin karartılması endişesini paylaşarak adil bir soruşturma çağrısında bulundu.

Geçen perşembe gecesi Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde bir evin duvarını yıkarak içeri giren polis panzeri, uykuda olan 7 yaşındaki Muhammet ile 6 yaşındaki Furkan kardeşlerin ölümüne sebep olmuştu. Olay esnasında polislerin alkollü olduğu iddia edilmiş, bu iddia Şırnak Valiliği tarafından tekzip edilerek “şoför polis memurunun nefes kontrolü ve kan tahlilinde alkol bulunmadığını” açıklamıştı. MAZLUMDER’den ayrılarak çalışmalarına HAK İnisiyatifi ismiyle devam eden insan hakları savunucuları adına bir heyet, polis panzerinin öldürdüğü çocukların ailesine taziye ziyaretinde bulunarak iddialarla ilgili aile ve görgü tanıklarını dinledi. HAK İnisiyatifi yaptığı açıklamada yaşam hakkı ihlallerini kınayarak adil ve etkin bir soruşturma çağrısında bulundu.

“Sabit nöbet tutması gereken zırhlı aracın içinde yalnızca bir polis varken o saatte devriye gezmesi ve aracın o saatte çok hızlı bir şekilde kullanılması izaha muhtaç noktalar olmakla birlikte olay yeri incelemesi yapılmadan panzerin polis konutlarına çekilmesi heyetimizde delillerin karartılmasına yönelik bir kanaat oluşturmuştur” diyen İnisiyatif,  ‘bugüne kadar gerçekleşen yaşam hakkı ihlallerinin akıbetinin bu soruşturma hakkında olumlu beklentiyi mümkün kılmadığını’ vurgulayarak “polisin kasıt yahut ihmal, her ne kusuru varsa bunun benzer facialar karşısındaki cezasızlık politikasından kaynaklandığını” düşündüklerini paylaştı.

Bu olayın ‘hukuk ve toplum önünde takipçisi olacağını’ vurgulayan HAK İnisiyatifi’nin talep ve çağrısı şöyle: “Biz HAK İnisiyatifi olarak; OHAL ortamının ve bu ortamda gerçekleşen hak ihlallerinin normalleştirilmesini kabul etmiyoruz. Güvenliği sağlaması gereken araç ve kişilerin bizatihi güvenlik sorunu üretmeleri karşısında kamu idaresinin sorumluluğu kabul ederek, kolluk kuvvetlerinin hak ihlaline neden olan fiilleri sebebiyle kamuoyunun vicdanını tatmin edecek tedbirler almasını talep ediyoruz. İçişleri Bakanlığına, olayın şeffaf ve adil bir yargı süreci ile aydınlatılmasını, benzer olaylarda uygulanan cezasızlık politikasının terk edilmesini, aileden bakanlık adına resmi özür dilenerek failin vicdanları tatmin edecek şekilde cezalandırılması çağrısında bulunuyoruz. Bakanlar Kuruluna da özellikle bölgede hayatın olağan akışını ciddi derecede etkileyen OHAL’i kaldırılarak normalleşme adımları atılması çağrımızı yineliyoruz.”

HAK İnisiyatifi’nin Silopi heyetinde yer alan Abdullah Ekinci Sivil Sayfalar için şu açıklamalarda bulundu: “Görgü tanıklarından bazıları eve giren polis panzerinde tek bir polis olduğunu söylediler, kesin olarak netleştiremedik ancak valiliğin ‘alkollü değil’ açıklaması da tek bir kişiden bahsediyor. Eğer öyle ise, özellikle gecenin o saatinde devriye aracı olamayacak kadar eski olan bir aracın tek bir polis tarafından kullanılmış olması ve böyle elim bir hadisenin yaşanmış olması izaha muhtaçtır. Bugüne kadar hükümetin üst düzey temsilcilerinden başsağlığı dilenmemesi ve adil soruşturma ile ilgili ortaya bir kararlılık konulmaması da üzücü bir durumdur. Olay yeri incelemesi yapılmadan kazaya karışan panzerin olay mahallinden çıkarılmış olmasına ilişkin iddialar şeffaf ve etkin bir soruşturmanın gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır. Soruşturma makamlarının, olayın faili kamu görevlisi olduğunda etkin soruşturma ve kamuoyunu tatmin edici bir sonuç açısından gayret göstermesi, toplum vicdanının rahatlatılması adına beklentimizdir”.