Medya ve siyaset arasında kalan mülteciler: Torbalı’da Suriyelilere yönelik şiddet
“Medya ve siyasi aktörler arasındaki çekişme bir şekilde göçmenlere nefret şeklinde ortaya çıkıyor” İzmir’in Torbalı ilçesinde çadırlarda yaşayan onlarca Suriyeli mülteci, geçen hafta, yerel halkı tarafından saldırıya uğrayarak yerlerinden edildi. İlçede, bir çocuğu dövdüğü iddia edilen Suriyeli gruba, mahalle sakinleri sopa ve tırpanlarla saldırmıştı. Biri ağır 30 kişinin yaralandığı olay sonrası kentteki yaklaşık 500 kişilik Suriyeli […]
“Medya ve siyasi aktörler arasındaki çekişme bir şekilde göçmenlere nefret şeklinde ortaya çıkıyor”
İzmir’in Torbalı ilçesinde çadırlarda yaşayan onlarca Suriyeli mülteci, geçen hafta, yerel halkı tarafından saldırıya uğrayarak yerlerinden edildi.
İlçede, bir çocuğu dövdüğü iddia edilen Suriyeli gruba, mahalle sakinleri sopa ve tırpanlarla saldırmıştı. Biri ağır 30 kişinin yaralandığı olay sonrası kentteki yaklaşık 500 kişilik Suriyeli grup mahalleyi terk etmişti. Meskenlerinden ayrılmak zorunda kalan Suriyelilere insani yardım ulaştırmak için çalışan İmece İnisiyatifi Derneği gönüllüsü Gülsüm Postacı bölge halkının mültecilere yaşattığı koşulları ve onlara yönelik ön yargıların nedenleri anlattı.
“Torbalı halkının Suriyelilere karşı ön yargıları son derece güçlü”
-Torbalı’da neler olduğunu kendi gözlemlerinizle de anlatır mısınız?
Ben daha ziyade sonrasındaki süreçle ilgilendim. Aslında basında okuduklarınızdan daha farklı bir durum yok. Zaten Torbalı biraz karışık bir bölge. Suriyelilere karşı ön yargıları son derece güçlü. Birçok insan; bu insanların gitmesi gerektiğini, iş olanaklarının kesildiğini düşünen bir zihniyete sahipler. Dolayısıyla en ufak bir kıvılcım bile bu insanların toplu reaksiyon göstermelerine ve bu tarz saldırgan eylemleri gerçekleştirmelerine sebep olabiliyor.
“Yerlerinden edilen mülteciler, çiftliklerin kıyısında temel insani gerekliliklerden yoksun bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyorlar”
-Peki yerlerinden, çadırlarından edilen Suriyeli mülteciler şu an nerede ve hangi koşullarda yaşıyorlar?
Yerlerini açıkçası güvenlik gerekçesiyle söylememeyi uygun buluyoruz. Torbalı civarlarında diyebilirim. Onlara ulaşabilmek için toprak yolda iki kilometre gitmek gerekiyor şu an. Daha önce çalıştıkları çiftlik sahibi bu insanlara sahip çıkmış. Tekrar orada bir yaşam alanı kurmaya başladılar kendilerine. Çadıra, yatağa ve temel besin maddelerine ihtiyaçları var. Zaten kötü olan koşulları iyice kötüleşti. Çünkü bu insanlar mevsimlik tarım işçiliği yapıyor ve tarım alanlarına yakın yerlerde yaşamaya çalışıyorlar. Çiftliklerin kıyısında temel insani gerekliliklerden yoksun bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyorlar. Yerlerinden edilen Suriyeli mülteciler olay gerçekleştikten yarım saat sonra dernek başkanımızı arayıp bilgi verdiler. Halihazırda biz son bir yıldır bu insanların yeme içme ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyorduk. O yüzden güvenilir buldular bizi ve yardım istediler. Biz de geçen hafta pazar gününden bu yana düzenli olarak temel ihtiyaçları karşılamaya devam ettik ve edeceğiz.
-Yerel yönetimin bu süreç boyunca tavrı nasıldı?
Bir ay öncesinde jandarma ve yerel yönetim tarafından Suriyelilerin Torbalı’da yaşamamasına dair bir boşaltım yaşanmıştı fakat bu insanların gidecek yerleri yok. En önemlisi de geçici kimlik kartları yok çoğunun. Bunu almaları için bir ikametgah göstermeleri gerekiyor. Kaldıkları çadır alanları ikametgah olarak sayılmadığından, bu insanlar çalışmaya geliyor buralara.
Çalışma alanlarının yanlarına kurdukları çadır alanlarında yaşıyorlar. Kimlikleri olmadığı için tarım işçiliği yaparken de bir takım suistimallerle karşılaşıyorlar. Daha düşük ücretlerle çalıştırılıyorlar ve bir pazarın nesnesi haline geldiler. Getirildikleri bölgede arazi sahibi bile bu insanların burada konakladığından dahi haberi olmayabiliyor bazen. Çünkü onları bölgede çalıştırmaya getiren vatandaşlar bu insanları kandırarak, kendilerinden komisyon benzeri ücretler alarak bu arazilerde terk edip gidebiliyor.
-Kaç tane yerinden edilmiş Suriyeli mülteciden söz ediyoruz?
17 tane aile var. En küçük aile 10 kişiden oluşuyor diyebilirim. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşmak üzere yaklaşık 300-350 kişi diyebilirim. Aralarında hamile kadınlar ve hasta insanlar da bulunuyor.
“Medyanın yalan yanlış haberlerle pompaladığı önyargılar yüzünden insanlar da bu mültecilerin gitmelerini talep ediyor”
-Bu insanlara yönelik önyargılar kimler tarafından ve ne şekilde besleniyor sizce?
Basında Suriyelilere vatandaşlık verildiğine dair, maaş başlandığına dair, üniversiteye sınavsız girebileceklerine ve referandumda oy kullanabileceklerine dair bir sürü haber çıktı. Medyanın yalan yanlış haberlerle pompaladığı ön yargılar yüzünden insanlar da bu mültecilerin gitmelerini talep ediyor. Aslında politik bir tepki bu. Medya ve siyasi aktörler arasındaki çekişme bir şekilde göçmenlere nefret şeklinde ortaya çıkıyor. Yerel halktan sürekli benzer soruları duyuyoruz. “Bu insanlar neden savaşmadılar da kaçıp geldiler?”, “Neden sürekli doğuruyorlar?”, “Hastalık taşıyorlar, aşıları yok” gibi nefret söylemi içeren ifadeler ağızdan ağza yayılıyor. İktidar muhalifi olan insanlar da “Bu hükümet sebep oldu bu kadar insanın gelmesine” diyorlar ve sınırların açılmasıyla bir sürü terörist grubundan da ülkeye girdiğini söylüyor. Geçen dönemlerde ülkede gerçekleşen bombalı saldırılar yerel halkta Suriyelilere yönelik nefreti besledi. “Bu insanların içerisinden çıkanlar bu saldırıları yaptı” diyen, bütün Suriyelilerin bu saldırılardan mesul olduğunu düşünen binlerce insan var.
“Sahada olan insanları daha çok dinlemek ve deneyim aktarımlarını yaygınlaştırmak Türkiyelilerin kafalarındaki ön yargıları yıkacaktır”
-Yerli halkın Suriyeli mültecilere olan nefretini aşmanın, bu problemi çözmenin yolu nedir?
Doğru bilgiyi yaymak konusunda medya çok önemli bir ayak. Özellikle sosyal medya bugün herkesin erişebildiği bir mecra. Burayı aktif olarak kullanarak, tam da bu alanlarda hızla yayılan yalan haberleri çürütmek ve doğru bilgi paylaşımını arttırmak önemli. Bugün akıllı telefonu olmayan ve Facebook hesabı olmayan insan çok az. Biz dernek olarak hem Suriyeli mültecilere hem de Türkiyelilere doğru bilgi sağlamak için ciddi gayret gösteriyoruz. Bizim gibi sahada olan insanların deneyimlerini aktarmak önemli. İmece haftanın beş günü sahada. Köprü altlarında, tarlalarda, gettolarda dolaşıyoruz. Bu insanların yaşam alanlarındaki ihtiyaçlarını tespit etmek ve onları doğru bilgilendirmek için çalışıyoruz. Sahada olan insanları daha çok dinlemek ve deneyim aktarımlarını yaygınlaştırmak Türkiyelilerin kafalarındaki ön yargıları yıkacaktır.
Bizi Takip Edin