“Annem seks işçisi olmadığıma inanmadı”
Ekonomik haklara erişimde birçok engelle karşılaşan trans kadınlar, ağır koşullarda ve çoğunlukla güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bir de işin aile boyutu var. Trans kadınların sadece seks işçiliği yapılabileceği algısı, aileleri de etkisi altına almış durumda. Birçok aile çocuklarının başka bir iş yapabileceğine inanmıyor. Çalışma hayatında ayrımcılığa uğrayan trans kadınlar, gerekli eğitim ve donanıma sahip […]
Ekonomik haklara erişimde birçok engelle karşılaşan trans kadınlar, ağır koşullarda ve çoğunlukla güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bir de işin aile boyutu var. Trans kadınların sadece seks işçiliği yapılabileceği algısı, aileleri de etkisi altına almış durumda. Birçok aile çocuklarının başka bir iş yapabileceğine inanmıyor.
Çalışma hayatında ayrımcılığa uğrayan trans kadınlar, gerekli eğitim ve donanıma sahip olsalar dahi işe kabul edilmiyorlar. İstihdam edilen az sayıda trans kadınsa, mobbinge maruz kaldıklarını, transfobik sözlerle aşağılandıklarını ve cinsiyet kimliğinden dolayı işten çıkarıldıklarını söylüyor.
SPoD’dan (Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği) Hilal Başak Demirbaş ve Serhat Kaçan tarafından hazırlanan Trans Kadınların ‘Alternatif’ İş Deneyimleri’ araştırma projesi tamamlandı. Araştırma, trans kadınların iş hayatındaki temsiliyetini seks işçiliği ile sınırlandırmıyor ve çalışma hayatının tümünü kapsıyor. Görüşülen trans kadınların yaşadığı problemleri ortaya koyuyor, çözüm önerilerini ve taleplerini paylaşıyor.
“ULAŞMAK KOLAY OLMADI”
Projenin hazırlık aşamasından bahseden Demirbaş, “Seks işçiliği dışında işler yapan trans kadınlara ulaşmak çok kolay olmadı” diyor ve bunun sebeplerini şöyle anlatıyor: “Bireylerin cinsiyet geçiş süreçlerini henüz tamamlamamış olması, iletişim kurulmak istenen trans kadınların LGBTİ hareketi ile olan ilişkilerinin asgari düzeyde olması veya hiç olmaması gibi sebeplerden dolayı çok kolay ulaşamadık. Görüşmeleri anahtar kişiler bulup onlar üzerinden organize ettik. Farklı katılımcılara ulaşabilmek için de kartopu tekniğini kullandık”.
Araştırmaya göre trans kadınların iş hayatına katılımında aile desteği oldukça önemli. Aileleriyle yakın olan trans kadınlar, çalışma hayatına daha kolay tutunabiliyor. Aile ile yolları ayırma noktasına gelindiğindeyse; evsizlik önemli bir sorun oluyor.
“Tekstil firmaları biliyorsunuz Merter’de, Osmanbey’de fabrikaları vesaire ve benim sürekli oralara gitmem gerekiyordu. Hep Kadıköy’de yaşadım. Oraya giderken sokakta gayet kapalı giyinmeme rağmen insanların işte ne kadara çalışıyorsun… İşte sen ona şeyi anlatamıyorsun ben A firmasının bilmem müdürüyüm diyemiyorsun. Çünkü o orada seni trans olarak görüyor ve trans eşittir fahişe… Türk toplumunun gerçeği bu… Türk toplumu şeyi kabul etmiyor. Kırıtan bir geyi toplum içerisinde kabul ediyor ama çalışan bir transı kesinlikle kabul etmiyor. Ben bir yıl bunun mücadelesini verdim”. *
‘KARDEŞİM AYRI KONUŞUYORDU ANNEM AYRI’
Aile bir baskı unsuruna da dönüşebiliyor. Trans kadınların sadece seks işçiliği yapılabileceği algısı, aileler tarafından da dillendiriliyor ve aileler çocuklarının başka bir iş yapabileceğine inanmıyor. Deneyimini paylaşan trans kadınlardan Neşe (25) bunu şöyle anlatıyor: “İlk bir ay boyunca bana inanmadılar, biliyor musunuz? Bana soruyorlar nerede çalışıyorsun diye. R.’de. Yemin ediyorum, ‘vallahi R.’de’ diyorum. ‘Yok, R.’de değilsin.’ İlk bir ay boyunca bana şu muamele yapıldı, Kadıköy’de falan benim arkadaşlarım falan vardı ya. Oralara gidip fuhuş yapıp akşam eve dönüyorsun, muamelesi yapıldı bana. Hiç unutmuyorum aklımdan o sözler gitmiyor, çok kötü bir dönemdi. Gerçekten çok kötü laflardı. Eve gidiyordum, kız kardeşim ayrı konuşuyordu, annem ayrı konuşuyordu. Şunu söylüyorlardı beraber yan yanayken, ben mutfağa geçiyorum söyledikleri laf şu: ‘Acaba bugün kaç tane adamın altına yattı geldi?’ ‘Ne kadar para kazandı acaba?”
Trans kadınlar Türkiye’de kabul gören bir mesleğe sahip olsa dahi, işten çıkarılmaya kadar giden sorunlar yaşayabiliyor.
Diş hekimi olarak görev yapan Ece (41), kendi işten çıkarılma hikâyesini şu ifadelerle paylaşıyor; “En son işten çıkarılma olayım patronumun da ifade ettiği gibi ‘Doktorluğuna hiçbir şey diyemem, ama etraftan gelen baskılara dayanamadım artık. Yani sürekli şikâyet alıyorsun. Varoluşunla alakalı, maalesef’” dedi yani.
CİNSİYET GEÇİŞ SÜRECİNDE AYRIMCILIK ARTIYOR
Kişiler iş aradıkları esnada, cinsiyet geçiş sürecindeyse yapılan ayrımcılık artıyor ve daha büyük engellerle karşılaşılıyor. Cinsiyet geçiş sürecinin masraflarını karşılamak için ya öncesinde seks işçiliği yapıp para biriktiriliyor ya da çalışılan iş ortamı uygunsa geçiş süreci boyunca aynı yerde devam ediliyor. Bir görüşmeci geçiş sürecin tamamlamak için bir STK’da çalışmayı tercih ettiğini belirtiyor ve burada kimliğinden dolayı bir sorunla karşılaşmadığını ifade ediyor. Demirbaş, bu tür örneklerin sınırlı olduğuna ve trans kadınların her zaman seçme şansının bulunmadığına dikkat çekiyor.
“CİNSEL DURUMUNUZDAN DOLAYI İŞE ALIM İPTAL”
İş mülakatlarında karşılaşılan bir başka sorunsa askerlik… “Neden askerliğini yapmadın” diye sorulduğunda, trans kadınlar açılmak durumunda kalıyorlar. Ahu (41) bir mülakat deneyimini şöyle anlatıyor: “Ben yine boş bırakmıştım askerlik bölümünü. Mülakat bitti tokalaştık, çok sevindim mülakat iyi geçti. Tam kalktığımız esnada ‘muafiyet kısmına ne yazalım boş bırakmışsınız’ gibi bir şey yaptı. Ben orada yine kaldım. İşe de kabul edildim ben orada şimdi söylersem işten olacağım, 2 yıldır işsizim sürecimi başlatmak istiyorum. Bunları düşünüyorum kafamda bir sürü ama diyorum ama kimliğimi gizlesem diyorum bir süre sonra sorun olacak yine başladığım yere geri döneceğim ne yapsam falan. Benden cevap bekliyor. Sonra ‘cinsel durumumdan dolayı diyelim’ dedim ağzımdan böyle bir şey çıktı o nasıl algıladı bilmiyorum. Daha üzerine bir şey sormadı. İyi bir şekilde ayrıldım oradan. İki gün sonra telefonla aradı ve o da aynı ifadeyi kullandı ‘cinsel durumunuzdan dolayı sizi işe alımınızı iptal ediyoruz’.”
ANAYASAL GÜVENCE ŞART
Kaçan, trans kadınların çalışma hayatında uğradığı ayrımcılıkla mücadele edebilmek için en başta devletin belirli koruyucu yasaları olması gerektiğinin altını çiziyor. Atılabilecek diğer adımları ise şöyle ifade ediyor: “Trans kadınlar, hali hazırda var olan yasaların transları da kapsayan bir şekilde güncellenmesi ve düzenlemesini talep ediyor. Bunun öncelikli yolu, anayasaya cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularının eklenmesidir”.
SIĞINMA EVİ KURULMASI GEREKİYOR
Sosyal politikalarla trans kadınların hayatını güvence altına alabilecek yatırımlar yapılması gerektiğini vurgulayan Demirbaş, “Aileden dışlanan bir trans kadının gidecek hiçbir yeri olmaması çok büyük bir problem ve bir sığınma evi kurulması gerekiyor. Ayrıca eğitimde pozitif ayrımcılık, işverenlerin bilgilendirilmesi, medyanın her alanında pozitif temsiliyet ve yasa yapıcılarla yakın ilişkiler kurarak lobicilik faaliyetlerinin geliştirilmesi gerekiyor” diyor.
Demirbaş ve Kaçan, projenin verilerini paylaşmak, trans kadınların iş hayatında yaşadığı sorunları daha görünür kılmak için belirli organizasyonlarda sunum yapıyor ve çalışmayı daha çok duyurabilmeyi amaçlıyor. Önümüzdeki dönemlerde, trans kadınların ulaşabileceği ve kendi deneyimlerini paylaşabileceği çevrimiçi bir tartışma platformu oluşturmak gibi bir hedefleri de bulunuyor.
ILGA Europe desteği ile gerçekleştirilen araştırma Ekim 2015-Eylül 2016 tarihleri arasında yapıldı. Nitel yöntemlerle yürütülen araştırmada 13’ü İstanbul, 2’si Mersin olmak üzere farklı iş ve sektörlerde çalışan 15 trans kadınla derinlemesine mülakat yapıldı. Mülakat sırasında edinilen tüm kişisel bilgiler değiştirildi ve iş yerlerinin anonim kalması amacıyla rastgele kısaltmalar kullanıldı.
Araştırmayla ilgili daha detaylı bilgiye şu linkten ulaşılabilir.
*Alternatif’ İş Deneyimleri’ araştırma projesinden alıntılanmıştır.
Haber Kaynağı: Gazete Duvar
Bizi Takip Edin