13 yaşında su satan bir kıza satış eğitimi verdirebilir misiniz?
Geçen hafta hafta cimri.com CEO’su Linkedin’de caddelerde su satan 13 yaşındaki bir kızdan satış eğitimi aldıklarını anlatan bir yazı yayınladı. Küçük kızın satış motivasyonunu ve yöntemlerini dinlemek istediklerini anlatan bu yazı olumlu ve olumsuz tepkiler aldı. Bu eğitimin çocuk hakları ve çocuk pedogojisi açısından doğurduğu sonuçlar hakkında Gündem Çocuk Derneği’nden Ezgi Koman ve Toplumsal Dayanışma […]
Geçen hafta hafta cimri.com CEO’su Linkedin’de caddelerde su satan 13 yaşındaki bir kızdan satış eğitimi aldıklarını anlatan bir yazı yayınladı. Küçük kızın satış motivasyonunu ve yöntemlerini dinlemek istediklerini anlatan bu yazı olumlu ve olumsuz tepkiler aldı. Bu eğitimin çocuk hakları ve çocuk pedogojisi açısından doğurduğu sonuçlar hakkında Gündem Çocuk Derneği’nden Ezgi Koman ve Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği’nden Can Önalan’la konuştuk.
Ezgi Koman bu yazıda1 bahsi geçen eğitimin bir dizi suç ihlali içerdiğini söyledi ve nedenlerini açıkladı
“Bu haber suç ihbarı olarak düşünülmeli”
Ezgi Koman: Açıkçası bu haber suç ihbarı olarak düşünülmeli. Çünkü 13 yaşındaki çocukların Türkiye’de çalıştırılması yasak ve yasalar çocukları çalıştıranlar hakkında, tıpkı CEO gibi, işlem yapılmasını öngörüyor.
“Çocuklar çalışırken tacize, şiddete maruz kalabiliyor, trafik kazaları geçirebiliyor, yaşamlarını kaybedebiliyor”
Anlaşılan CEO 13 yaşında çocukların çalıştırılmasının bir suç olduğunu ya bilmiyor ya da umursamıyor. Bu olay bize kendisinin “çocukluğunda su satarak zenginleşen film kahramanlarına, öykülerine pek inanan birisi olduğu izlenimini veriyor. Lakin anlaşılan CEO’nun yine bilmediği bir şey var: Çocukların sokakta su ya da başka bir şey satarken ne tür tehlikelere maruz kaldığı.
Çocuklar çalışırken tacize, şiddete maruz kalabiliyor, trafik kazaları geçirebiliyor, yaşamlarını kaybedebiliyor. Bu durumu çok sempatik bir olaymış gibi göstermesi gerçekten büyük bir “aymazlık”. G.’nin su satıyor olmasını sanki kendi tercihiymiş gibi düşünerek, o yaştaki bir çocuğun çalışmasının asıl sebebinin; ailesinin yoksulluğuyla yani dünyadaki eşitsizlikle ve adaletsizlikle ilgili olduğunu umursamıyor. Ayrıca 13 yaşındaki çocuğun kimliğini deşifre ederek onun özel hayatına saygı ilkesini de ihlal ediyor. Çok sempatik ve iyi bir şey yapıyormuş gibi görünerek aslında kendi çıkarı için çocuğun durumunu kullanıyor. Unutmaması gereken bir şey var ki olması gereken 13 yaşındaki bir çocuğun sokaklarda su satması değil isterse ileride satış işleri yapabileceği, istediği alanda kendini gerçekleştirebileceği, geliştirebileceği olanağa ulaşması ve bunun için eğitim hakkına erişmesinin gerektiği.
TODAP gönüllüsü Can Önalan ise eğitimin sakıncalı ve olumlu yönlerini sıraladı. Bu eğitimi vermenin söz konusu kız çocuğu için anlamına da dikkat çekti.
“Bir satış ekibi karşısında eğitim vermek G.’yi mutlu edebilir, özgüvenini ve mücadele azmini arttırabilir”
Can Önalan: G.’nin tam olarak ne hissettiğini uzaktan bilemeyiz. CEO’nun ona bir satış ekibi karşısında eğitim verdirmesinin onu mutlu etmesi ve özgüvenini, mücadele azmini arttırması hayli muhtemel. Fakat CEO’nun verdirdiği eğitimin birçok sakıncalı yönü var. Öncelikle çocuğun okuması ve kendini sosyal, bilişsel ve fiziksel açıdan geliştirmesi gereken bir dönemde zor şartlarda çalışıyor olmasının bir sorun olarak ele alınmadığını görüyoruz. Yaşam koşulları yüzünden bu işi yapan kız, bunun getirisi olarak yüksek bir satış motivasyonuna ve para kazanma azmine sahip olabilir. Bu erken yaşında paranın hayatında önemli bir yer kaplıyor olması, dünyayı, çevresini, sosyal ilişkileri algılayış biçimlerini etkileyebilir. Rekabet kültürü içerisinde ve doğadaki suyun bile metalaştığı ilişkiler ağında yetişmesi insanın daha ticari bir algıya sahip olmasına sebep olabilir.
“G.’nin zor koşullarda çalışma şartlarının pekiştirilmiş olması çocuk işçiliğini meşrulaştırıyor”
Ayrıca CEO’nun davranışı hem o kız çocuğu hem de çevredeki insanlar için küçük yaştan itibaren azimli, motivasyonu yüksek, çalışkan insanların iyi kazanacağı, hayatta başarılı olacağı ve yüksek pozisyonlara geleceği inancını besliyor. Halbuki insanların çalıştığı kadar kazanmadığı, insanlara kendilerine sunulan imkanların farklı düzeylerde olduğu, eşitsizlikle ve adaletsizlikle dolu bir toplumda yaşıyoruz. Şirket CEO’su olmakla, şirketin satışlarıyla sokakta su satmanın arasında paralellikler kurulması, birinin diğerinin devamı ve uzantısı olarak görülmesi bu eşitsizlikleri besliyor. Eğitimin G. için olumlu bir anlam taşımasının yanı sıra onun bu zor koşullarda çalışma davranışının pekiştirilmiş olması, hem G.’nin kendisi için, hem de insanlara verdiği çocuk işçiliğini normalleştirmeye yönelik mesaj açısından olumsuz bir nitelik taşıyor.”
Bizi Takip Edin