Mağdursuz Küfür Atölyesi İzmir’de Gerçekleşti
15 Temmuz darbe girişimi ülkede normal hayatı sekteye uğratmadan evvel 14-17 Temmuz 2016 tarihleri arasında İzmir’de planlanan ancak ikinci gününden itibaren iptal edilmek durumunda kalan “Avrupa Taraftarlar Birliği” konferansında, BoMoVu olarak biz de vardık. Dünyanın çeşitli ülkelerinden ve ülke içinden farklı taraftar gruplarını bir araya getiren konferansın ilk günkü oturumlarında, e-bilet uygulamalarının futbol endüstrisindeki yansımaları […]
15 Temmuz darbe girişimi ülkede normal hayatı sekteye uğratmadan evvel 14-17 Temmuz 2016 tarihleri arasında İzmir’de planlanan ancak ikinci gününden itibaren iptal edilmek durumunda kalan “Avrupa Taraftarlar Birliği” konferansında, BoMoVu olarak biz de vardık.
Dünyanın çeşitli ülkelerinden ve ülke içinden farklı taraftar gruplarını bir araya getiren konferansın ilk günkü oturumlarında, e-bilet uygulamalarının futbol endüstrisindeki yansımaları ve engelli vatandaşların stadlardaki hareket özgürlüğü gibi konular konuşulurken, biz gün sonunda gerçekleştirdiğimiz “Mağdursuz Küfür” atölyesiyle, tribünlerdeki ayrımcı/ötekileştirici söylemlere karşı alternatif ve duyarlı bir dil geliştirmenin yollarını aradık. Böyle bir hassasiyet geliştirdikçe, hem futbolun daha kapsayıcı bir mekan haline gelmesi hem de mağdurlaştırılan grupların futboldaki haklı yerlerini edinmeleri için mücadelelerinde ortak bir dayanışma alanı kurulması yönünde dilin önemi üzerine düşündük, konuştuk, alternatifler yarattık. 40’a yakın taraftar katılımcımızın aktif katılımı ile gerçekleştirdiğimiz küfür atölyesinin distopya bölümünde, dünyanın, siyasetin, piyasanın, futbolun ve seyirciliğin hakimiyeti kadın, eşcinsel ve (ötekileştirilen millet örneği olarak) Kürtlerde olsaydı, küfürlerde mağdurlaştırılan kim olurdu sorusunu sorduk. Ütopya bölümünde ise Kürt, Ermeni, kadın, LGBTİ, siyah gibi farklı grupların stadyumlarda kimliklerini özgürce yaşayıp, varlıklarını gururla ve korkusuzca ifade edebildikleri bir dünya hayal ettik ve bunun pankartlara nasıl yansıyabileceğini kurguladık. Her iki oyunda da taraftar bakış açısıyla hem eğlenceli, hem bilinç açıcı pek çok pankart/slogan elde ettik.
Bugün bırakın futbolda ayrımcı dille mücadeleyi, demokrasinin yeniden tesisi ve barış ortamının korunması gibi en temel temennilere kaldığımız şu gündemde, atölyemizin ütopya çalışmasında sadece erkeklerden oluşan “-Kadın” taraftar grubu katılımcılarımızın hazırladığı pankartı hatırlamak istiyoruz:
AŞK OLSUN – Ötekini sevmekle başlayacak HER ŞEY!
Bu vesileyle etkinlik sürecince bize her türlü desteği sunan Taraftar Hakları Derneği’ne ve özellikle Burkal Efe Sakızlıoğlu’ya ve tercüme desteği sunan Metin Davudovic’e teşekkürlerimizi sunarız.
Bizi Takip Edin