Saldırıların ardından çocuklar ile nasıl konuşmalı?
Atatürk Havalimanı’nda yaşanan saldırılar tıpkı Brüksel saldırılarında da olduğu gibi ailelerin akıllarına şu soruları getirdi; “Çocuklarımla bu saldırıları konuşmalı mıyım? Konuşmam gerekirse nasıl anlatmalıyım?”. Çocuk Akıl Sağlığı ve Rehberliği Derneği başkanı Prof. Dr. Behiye Alyanak çocukların olumsuzlukları ancak konuşarak atlatabildiklerini ve ailelerin onlarla konuşmaları gerektiğini söylüyor. Yaşanan kötü olayları anlamanın maalesef kolay bir yolu yok. Yetişkinlerin bile, masum […]
Atatürk Havalimanı’nda yaşanan saldırılar tıpkı Brüksel saldırılarında da olduğu gibi ailelerin akıllarına şu soruları getirdi; “Çocuklarımla bu saldırıları konuşmalı mıyım? Konuşmam gerekirse nasıl anlatmalıyım?”. Çocuk Akıl Sağlığı ve Rehberliği Derneği başkanı Prof. Dr. Behiye Alyanak çocukların olumsuzlukları ancak konuşarak atlatabildiklerini ve ailelerin onlarla konuşmaları gerektiğini söylüyor.
Yaşanan kötü olayları anlamanın maalesef kolay bir yolu yok. Yetişkinlerin bile, masum insanların canını almanın kabul edilebilir bir eylem olduğunu anlaması ve kabul etmesi oldukça imkansız. Fakat yaşadığımız dünya bu, her ne kadar çocuklarımıza sonsuza kadar sürecek bir masumiyet bahşetmek istesek de çocuklar da böyle bir dünyada yaşadığımızı er ya da geç fark edecekler.
Konuşmayı ertelemeyin
TIME dergisinin Child Mind Institute başkanı Harold Koplewicz ile yaptığı röportajda Koplewicz, olayların en başından itibaren dürüst olmanın izlenecek en iyi yol olduğunu belirtti; “Yaşananları çocuğunuza anlatmayı ertelemeyin. Çocuğunuzun olanları bir şekilde duyacak olması çok olası bir durum ve bunu sizden duyması en iyisi. Böylece çocuğunuzun sorularını cevaplayabilir, gerçek bilgileri iletebilir ve konuşmanın duygusal tonunu ayarlayabilirsiniz,”. Ancak Koplewicz, 5 yaşın altındaki çocukların gerçekler ile korkuları birbirine karıştırabileceği konusunda aileleri uyarıyor. Bu durum içinse çocukların haberlere erişimini kısıtlamayı ve ne söylemek ve nasıl söylemek gerektiğine dikkat etmeyi öneriyor.
Çocuklara öğrenmek istediklerinden daha fazla bilgi vermeyin
Koplewicz çocuklar ile saldırı olaylarını konuşmanın en önemli unsurlarından birini, ailelerin çocukların öğrenmek istediklerinden fazla bilgiyi vermek zorunda olmadıkları olduğunu vurguluyor. Koplewicz’in bu söylediğini, Amerika’nın Ulusal Çocuk Travmaları Ağı’nın (The National Child Traumatic Stress Network – NCTSN) aileler için yayınladığı kılavuz da doğruluyor; “Çocukların soru sorabileceklerini ve kaygılarını ve duygularını dile getirebileceklerini bilmelerini sağlayın. Çocuğunuzun sorduğu yeni soruları yanıtlamaya ve çocuğunuza bilgi ve destek sağlamaya her zaman açık olun. Sorulan soruların cevaplarını bilmiyor olabilirsiniz ve bilmediğinizi söylemekte de hiçbir sakınca yok,”. Uzmanlar, böyle karışık, duygusal olarak yoğun ve müdahil olunan olaylar ile ilgili konuşurken diyaloğu çocukların liderliğinde gerçekleştirmeyi tavsiye ediyor. Bunu yapmak ise ailelere olayları çocukların anlayabileceği dilden anlatma imkanı sağlıyor, aynı zamanda da çocuğun bilgiye olan ihtiyacına saygı duyulmasına olanak veriyor.
Sessiz kalmak olayın konuşulmayacak kadar korkunç bir olay olduğu izlenimini verir
NCTSN aynı zamanda, karşılık olarak çocuklar hemen ilgi göstermeseler bile ailelerin bombalamalar ile ilgili çocuklarıyla konuşmalarını teşvik ediyor. Kılavuz diyor ki, “Sessiz kalmak olayın konuşulmayacak kadar korkunç bir olay olduğu izlenimini verir,”. Sosyal medyanın da ne kadar hayatlarımıza yakın olduğu ve ne kadar bereketli bir mecra olduğu hesaba katıldığında NCTSN, çocukların ve gençlerin yüksek ihtimalle neler olduğunu duyacağını vurguluyor. Kaliforniya Üniversitesi’nin merkezi olduğu Ulusal Çocuklar Travmaları Merkezi profesörü Melissa Brymer ortaokul çağında olan çocukların eğer akıllı telefonlara erişimi varsa ve internette zaman geçiriyorlarsa ailelerin çocukları ile neler olduğu ve nasıl olduğu konusunda konuşmasının önemli olduğunu çünkü bu zamanda akıllı telefon uygulamaları ve bildirimleri ile baş etmenin zor olduğunu söylüyor.
Yaşanan saldırıların ardından çocuklar ile nasıl iletişim kurmak gerektiğini Çocuk Akıl Sağlığı ve Rehberliği Derneği başkanı Prof. Dr. Behiye Alyanak Sivil Sayfalar için açıklıyor.
“Çocuklar böyle durumlar ile konuşarak, kendilerini ifade ederek baş edebilirler.”
“Yaşadığımız bu toplumsal travma karşısında bizler yetişkinler olarak anlamlandırma ve ifade etme konusunda zorluk yaşıyoruz ve çocukların bu süreci anlamlandırmaları bizler aracılığıyla gerçekleşiyor. Travma ruh sağlığını post travmatik stres bozukluğu biçiminde etkiliyor. Depresif tavırlara ve kaygılı ruh haline neden olabiliyor. Bu süreçte uygun şekilde ve doğru bilgilendirilmeleri çok önemli. Bu sayede kendilerini olaylara ve olay sonrası yıkıcı etkilere hazırlayabiliyorlar. Çocuklar böyle durumlar ile konuşarak, kendilerini ifade ederek baş edebilirler. Bu tür saldırıların doğru olmadığını, bazı insanların yanlış işler yapabildiğini anlatarak çocukları bilgilendirmeliyiz. Yaşanan sürecin sebeplerini anlayabilecekleri düzeyde öğrenmeleri gerekiyor.
“Çocuklar olumsuzlukları ancak konuşarak aşabilirler.”
Travmayı doğrudan yaşayan çocuklar ya da televizyonda görüntüleri tekrar tekrar izleyerek bundan etkilenen çocuklar olabiliyor. Öncelikle bu görüntülerin tekrar tekrar izlenmesi post travmatik stres bozukluğunu arttırır. Çocuklarına neler yaşandığını görsellerle değil kelimelerle anlatmayı tercih etmeli ebeveynler. Fakat çocuk bizzat böyle bir saldırının içinde kaldıysa, alması gereken psikolojik desteğin yanı sıra bunun konuşularak ifade edilmesi büyük önem taşıyor. Aileler olumsuz olayları konu etmezlerse çocuklarının daha kolay aşacaklarını düşünüyorlar fakat çocuklar olumsuzlukları ancak konuşarak aşabilirler. Konuşamadıklarına bunu zihinlerinin arka planına atalar ama bu olumsuz olayla ilgili duygulanım ve deneyim yaşantısı, çocuğun ruh sağlığını tehdit eder. ‘Ne hissediyorsun?’, ‘Neler yaşadın?’ gibi sorularla olumsuz olaya dair duygu ve deneyim aktarımını dinlememiz gerekiyor.”
NCTSN Kılavuzu neler öneriyor?
Ulusal Çocuk Travmaları Ağı’nın (The National Child Traumatic Stress Network – NCTSN) Orlando katliamından hemen sonra aileler için oluşturduğu kılavuzda, bu gibi travmatik olaylarda ailelerin nasıl hareket etmeleri ile ilgili tavsiyelerde bulunuyor.
Kendim için neler yapabilirim?
- Kendinize dikkat edin. Bol bol su için, düzenli yemek yiyin, uykunuzu alın ve egzersiz yapın.
- Birbirinize yardım edin. Akrabalarınız, arkadaşlarınız veya komşularınızla konuşun ve birbirinize destek olun.
- Hayati kararlarınızı bu dönemde almayın. Hayatınıza yön verecek önem derecesindeki kararları almaktan kaçının.
- Kendinizi dinlendirin. Dinlenmek için kendinize zaman ayırın ve bu dönemde sevdiğiniz şeyleri yapın.
Çocuğum için neler yapabilirim?
- Çocuğunuzla konuşun. Sorular sorabileceğini ve duygularını rahatça ifade edebileceğini bilmesini sağlayın.
- Bu konuşmalar için vakit ayırın. Yemek yerken ya da ailecek otururken geçirdiğiniz zamanları bu konuşmalara ayırabilirsiniz.
- Çocuğunuzun kendisine bakmalarını sağlayın. Yeterince su içmesine, yemek yemesine, dinlenmesine ve egzersiz yapmasına yardımcı olun.
- Çocuğunuzun güvende hissetmesini sağlayın. Çocuğunuzla güvenlikle ile ilgili kaygılarını ve düşüncelerini konuşun.
- Beklentileri ya da “kuralları” koruyun. Aile içerisinde, eve geliş saatleri, arkadaşları ile oynarken sizi haberdar etmesi, ödevlerini yapması gibi her zaman takip ettiğiniz kuralları uygulamaya devam edin.
- Medyaya ne kadar az erişirse o kadar iyi. Çocuğunuz yaşanan olaylara ait görüntüleri ve sesleri ne kadar az görür ve duyarsa o kadar iyi olur.
- Yaşananlardan sonra çocuğunuzun tepkilerinde farklılıklar gözlemleyebilirsiniz. Daha konsantrasyon eksikliği, sinirlilik hali, telaşlı olma vb. tepkiler gözlemleyebilirsiniz. Bu tepkiler haftalar içerisinde azalarak normale dönecektir.
- Çocuğunuz için pozitif bir rol model olun. Kendi duygu ve düşüncelerini çocuğunuzun anlayacağı bir dilden ona anlatın. Üzgün olduğunuzu, yaşananların trajik olduğunu ve kaygılarınızı çocuğunuza anlatabilirsiniz. Fakat böyle durumlar ile nasıl başa çıkılabileceğinden ve bunların nasıl geçeceğinden de mutlaka bahsedin.
- Sabırlı olun. Böyle zamanlarda çocuklar davranışlarında sıkıntılar yaşayabilirler. Dile getirmeseler bile bu zamanlarda kendileri için bir rehberliğe ve desteğe ihtiyaç duyarlar. Bu durumlarda çocuğunuza ekstra sabır, şefkat ve sevgi gösterebilirsiniz.
- Çocuğunuzun davranışları eğer uzun zaman içerisinde normale dönmezse mutlaka ekstra yardım alın.
NCTSN kılavuzuna ulaşmak için tıklayınız.
Bizi Takip Edin