Ağaca tırmanırken öğrendiklerimiz
Oyunun risk içermesi gerektiğine dair tartışmalar oyun uzmanları arasında uzun zamandır devam ediyor. “Oyunda risk ne demek?”, “Risk çocuklar için iyi bir şey olabilir mi?”, “Ya çocuklar oyun oynarken yaralanırsa?”, “Ya ebeveyn olarak itibarım ne olacak?”. Oyun alanı güvenliği uzmanı olan ve bu tür sorularla her gün karşılaşan Uluslararası Oyun Derneği’nden David Yearley ile oyunda […]
Oyunun risk içermesi gerektiğine dair tartışmalar oyun uzmanları arasında uzun zamandır devam ediyor. “Oyunda risk ne demek?”, “Risk çocuklar için iyi bir şey olabilir mi?”, “Ya çocuklar oyun oynarken yaralanırsa?”, “Ya ebeveyn olarak itibarım ne olacak?”. Oyun alanı güvenliği uzmanı olan ve bu tür sorularla her gün karşılaşan Uluslararası Oyun Derneği’nden David Yearley ile oyunda risk unsurunu konuştuk.
Çocuğa, riskten arındırılmış bir oyun ortamı mı sağlamalı yoksa oyun risk unsurlarını da barındırmalı? Oyunda risk unsuru tartışmaları sırasında sıklıkla gözden kaçırılan şey çocukların risk almasına karşı yetişkinlerin aşırı korumacı tavırlarının sonuçları. Çocukların oyunu sırasında riski deneyimlemerini engellemek neye yol açıyor?
Çocukların kendi seçecekleri yöntemlerle ve nasıl istiyorlarsa oyun oynama haklarına sahip olmaya ihtiyaçları var. Çocukların bu seçimi, eğlenceli ve zorlu olabilir, tam da bu, oyuna aynı zamanda bir risk unsuru katıyor. Risk almak, çocuklar bu öğrenme sürecinin doğrudan farkında olmasalar bile onların yaşarken öğrenmelerini sağlıyor.
Hayatta hepimiz kararlar alıyoruz. Aslında yetişkinler olarak çocukların karşılayabileceği uygun risklerin neler olduğuna karar vererek de onlar adına bazı kararlar alıyoruz.
Çocukları bazı risklerden korumak mümkün olabilir ancak hepsinden korumak mümkün değil. Yetişkinlerin, çocukları risklerden korumak için gösterdikleri aşırı korumacı tavırlar iki kayba yol açabiliyor:
- Çocukların risk almasını engellemek onların oyun imkanlarını engelliyor,
- Çocukların risk almasını engellemek onların karşılaştıkları durumlar karşısında riskleri nasıl yönetebileceklerini öğrenme fırsatını ortadan kaldırıyor.
Çocukların oyun sırasında aldıkları riskler sadece fiziksel yaralanma riskleri değil. Çocuklar arkadaşlarıyla ve etraflarındaki diğer çocuklarla etkileşime girdikçe duygusal ve psikolojik risklerle de karşı karşıya kalır. Bu riskleri yönetebiliyor olmak büyümenin, birey olmanın ve direnç geliştirmenin bir parçasıdır.
Düşeceği ve yaralanacağı ihtimali yüzünden çocuğumu ağaca tırmanmasını engellersem sadece bu durum için ağaçtan düşüp zarar görmeyeceğinden emin olabilirim. Peki çocuğumun ağaca tırmanmasını engellememin sebep olduğu sonuçlar? Çocuğum hiçbir zaman ağaca tırmanmanın verdiği keyfi tadamayacak, cesaret duygusunu tatması engellenmiş olacak, etrafını farklı bir açıdan görme şansını yakalayamayacak, bir ağaca nasıl tırmanılacağını hiçbir zaman öğrenemeyecek.
Oysa çocuğum ağaça tırmanmayı deneyimledikçe daha yükseğe tırmanmak isteyecek ve belki daha fazla risk alacak. Aynı zamanda kendi sınırlarını görmeyi ve karşılaştığı riskleri yönetmeyi öğrenecek. Daha yükseğe çıktıkça daha dikkatli olacak ve işin eğlencesi de deneyimle birlikte gelecek.
Bu yüzden ebeveynler, karar alıcılar, politika yapıcılar yani yetişkinler olarak çocuklar adına karar aldığımız her an, risk almanın getirdiği faydaları ve bizim seçimlerimizin sonuçlarını da düşünmeye ihtiyacımız var.
David Yearley, Uluslararası Oyun Derneği (IPA) kurul üyesi ve İngiltere merkezli oyun alanları ve kazaları üzerine çalışan bir organizasyon olan The Royal Society for Prevention of Accidents’te Oyun Güvenliği Biriminin Başkanı.
Bizi Takip Edin