Neden Artvin’in üstü altından değerlidir?
TEMA Vakfı, “Artvin’in doğası, sahip olduğu doğal bitki ve hayvan türleri (flora ve fauna) bakımından bir çok öneme sahiptir. Maden yapılması planlanan alanın sahip olduğu özellikler bu bölgenin doğa yapısının altından çok daha değerli olduğunun göstergesidir” diyerek bu soruya şöyle cevap veriyor: FLORA: EN BÜYÜK DOĞAL YAŞLI ORMAN EKOSİSTEMİ Floristik açıdan çok zengin olan Artvin’de […]
TEMA Vakfı, “Artvin’in doğası, sahip olduğu doğal bitki ve hayvan türleri (flora ve fauna) bakımından bir çok öneme sahiptir. Maden yapılması planlanan alanın sahip olduğu özellikler bu bölgenin doğa yapısının altından çok daha değerli olduğunun göstergesidir” diyerek bu soruya şöyle cevap veriyor:
FLORA: EN BÜYÜK DOĞAL YAŞLI ORMAN EKOSİSTEMİ
Floristik açıdan çok zengin olan Artvin’de uluslararası sözleşmelere göre risk altında olan ve korunması gereken çok sayıda bitki türü ve habitatlar mevcuttur.
Artvin, 200’ü endemik, 305’i nadir olmak üzere yaklaşık 1900 bitki türü ile Antalya ve İstanbul’dan sonra, ülkemizin en zengin üçüncü ilidir.
Kafkasör, Hatila Vadisi ve Çoruh Vadisi, dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli 25 karasal ekolojik bölgesinden biri olarak kabul edilmiştir.
Avrupa ve Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemine burada rastlanıyor.
KORUMADA ÖNCELİKLİ 200 EKOLOJİK BÖLGEDEN BİRİ
Maden sahası, dünya üzerinde ılıman yaprak döken ormanların Üçüncü Zaman’dan bu yana kesintiye uğramadan varlığını sürdürdüğü nadir bölgelerdendir.
İnsan müdahaleleri ile değişime uğratılmamış, zengin biyolojik çeşitliliğe sahip ve yaban hayvanlarına barınak sağlaması açısından önemli olan “doğal yaşlı orman” sistemlerine burada rastlanılmaktadır. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) da bu bölgeyi, dünya üzerinde korumada öncelikli “200 Ekolojik Bölge”den biri olarak ilan etmiştir.
Türkiye’de tanımlanan 144 “Önemli Bitki Alanı”ndan 4’ü (Karçal Dağları-Çoruh Vadisi-Doğu Karadeniz Dağları ve Yalnızçam Dağları) Artvin il sınırları içerisinde kalmaktadır. Maden sahası da taşıdığı bitkisel zenginlik ile Çoruh Vadisi ve Doğu Karadeniz Dağları Önemli Bitki Alanları içerisinde kalmaktadır. Bu alan aynı zamanda Gen Koruma Ormanı olarak ilan edilmiş ve öncelikli korunması gereken alanlar arasında yer almıştır.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği (International Union for Conservation of Nature-IUCN) ve WWF tarafından dünya üzerinde 234 “Bitkisel Çeşitlilik Merkezi” tespit edilmiştir. Ülkemizden 5 alan bu kapsamdadır. Artvin ilindeki maden sahası “Kuzeydoğu Anadolu Bitkisel Çeşitlilik Merkezi (SWA.19)” olarak tanımlanan kesim içerisinde yer almaktadır.
Maden alanında 60 kadar ağaç ve çalı türü ile 100 kadar otsu bitki çeşidi tespit edilmiştir. Bunlar arasında endemik türlerin de yer aldığı başlıca öneml bitkiler şöyledi; Doğu Karadeniz Göknarı (Abies nordmanniana), Papaz külahı (Euonymus latifolius), hanımeli (Lonicera caucasica) ve çınar yapraklı akçaağaç (Acer platanoides), beş parmak akçaağacı (Acer cappadocicum subsp. cappadocicum), üç loblu akçaağaç (Acer divergens), aslan pençesi (Alchemilla tiryalensis). Ağ gülü (Rhodothamnus sessilifolius), dağ elması (Epigaea gaultherioides), Rhamnus imeritinus ve Doğu Karadeniz meşesi (Quercus pontica) ise alanda bulunan en önemli relikt (kalıntı) türlerdir.
FAUNA: 2 ANA GÖÇ YOLUNDAN BİRİ
Yırtıcı kuşların ülkemizden geçen 2 ana göç yolundan birisi Kafkasör – Genya Dağı bölgesidir. Birçok uluslararası sözleşmede göç yollarının korunması hüküm altına alınmıştır. Bölgede 21 memeli hayvan türünün varlığı saptanmıştır. Yine Bern Sözleşmesinin Ek Liste ll’de yer alan “Kesin Koruma Altına Alınan Fauna Türleri” içinde çok sayıda tür Cerattepe-Kafkasör –Genya bölgesinde yaşamını sürdürmektedir.
Artvin Çoruh Üniversitesi (eski Kafkas Üniversitesi) Artvin Orman Fakültesi Dekanlığınca Cerattepe yöresinde yapılacak madencilik faaliyetinin çevresel etkileri konusunda bir rapor hazırlanmış olup bu rapor Orman Fakültesi Akademik Genel Kurulunun 18.04.2006 tarihli toplantısında 22 akademisyenin oybirliği ile kabul edilmiş ve “Fakülte Görüşü” olarak yayınlanmıştır. Raporun sonunda: “Artvin Orman Fakültesi Artvin-Carattepe yöresinde altın ve bakır madeninin çıkarılması sırasında geri dönülmez çevresel bozulmaların yaşanacağına inanmakta ve çevresel sorunların yaşanmayacağı yöntem, teknoloji ve kuralların tam olarak ortaya konulana dek, yapılması planlanan madencilik faaliyetinin durdurulmasının kamu yararına uygun olduğunu düşünmekte ve tarihsel sorumluluk bilinciyle bu raporu kamuoyu ile paylaşmayı yine tarihi bir görev olarak görmektedir.” denilmektedir.
CERATTEPE’DE MADEN GİRİŞİMİ KRONOLOJİSİ
1980’lerin başlarında MTA gözlem ve sondaja başladı.
1987’de (kimi kaynaklara göre ise 1988’de) ilk arama/çıkarma ruhsatı alındı.
1992’de ruhsat Cominco isimli Kanada’lı bir şirkete devredildi ve şirket arama ve sondaj çalışmalarına başladı.
1994 yılında sondaj çalışmaları sonrasında ilk olumsuz etkiler görünmeye başlandı ve ölen bazı ineklerin arama çalışmaları sırasında kullanılan kimyasal maddelerin sulara karışması sonrası öldüğü iddia edildi. Konunun araştırılması amacıyla alınan ve Erzurum’a gönderilen su örneklerinin kaybolduğu iddia edildi.
1995’te Artvin halkı maden çalışmaları ile ilgili daha iyi bilgi sahibi olmak ve sürece katılabilmek için Yeşil Artvin Derneği’ni kurdu.
1996 yılında Artvin Valiliği Mahalli Çevre Kurulu’nun olumsuzluklar içeren görüşleri Resmi Gazete’de (13.02.1996 tarih 22553 sayılı) yayınlandı.
1998 yılında Maden Tetkik Araştırma Genel Müdürlüğü “Artvin İli Çevre Jeolojisi ve Doğal Kaynakları” adlı kapsamlı bir araştırma ile heyelan risklerine dikkat çekti ve Şubat 1998’de Artvin halkının 10.000 imzalı metniyle Çevre Bakanlığı’na müracaat edildi ve proje tekrar incelenmek üzere durduruldu.
2002’de Cominco Şirketi projeden çekildi ve ruhsatını başka bir Kanada şirketi olan INMET Mining isimli şirkete devretti.
2005’te Yeşil Artvin Derneği ve Artvin Barosu projeye karşı dava açtı ve hemen yürütmeyi durdurma verildi.
2009 yılının sonunda Rize İdari Mahkemesi maden ruhsatını iptal etti. Ardından Danıştay da şu gerekçeyle kararı onadı: “…maden ruhsat alanlarının milli park ve turizm alanları ile iç içe olduğu, maden işletmeciliğinin ülke ekonomisine esasen bir katkısının olamayacağı, bölgenin eşsiz doğal güzellikleri ve varlıklarının zarar göreceği, Artvin’in jeolojik olarak heyelan riski taşıyan bir alanda bulunduğu, aktif heyelan alanları bulunduğu, bu konuda birçok bilimsel rapor bulunduğu, bölgede yapılacak madencilik faaliyetinin bitki ve hayvan türlerini olumsuz etkileyeceği, ruhsatların verildiği tarih itibariyle faaliyetin ÇED yönetmeliği kapsamında olduğu, hukuka aykırı olarak ruhsatlandırma işleminin yapıldığı, ÇED olumlu raporu aranmadığı, bu nedenle işletme izni ve ruhsatların iptali”
Bu karar üzerine INMET Mining şirketi projeden çekildi.
Mart 2011’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı içinde Artvin Cerattepe ve Genya’nın da olduğu ülke genelinde 1343 alanın ihale yoluyla ruhsatlandıracağını duyurdu
Şubat 2012’de Artvin’deki sivil toplum örgütleri, siyasi parti il başkanları, Belediye Başkanı vs. ile beraber Ankara’da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile görüşme yapıldı.
17 Şubat 2012’de yapılan ihalede bu alanlar Özaltın İnş. Tic.ve San.AŞ. verildi
2012 yılında ihalenin feshi ve ÇED Raporu olmadan çalışmalara başlandığı gerekçesi ile Rize İdare Mahkemesinde iki ayrı dava açıldı. İhale ile ilgili dava reddedilirken, ÇED davasında iptal kararı alındı.
2013 yılında da Özaltın A.Ş. ruhsatını Etibakır A.Ş.’ye (Cengiz İnşaat) devretti.
26 Eylül 2013 tarihinde ÇED Olumlu Kararının iptali için dava açıldı.
20.11.2014 tarihinde Rize İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma kararı verdi.
24 Aralık 2014 – Rize İdare Mahkemesi ÇED Olumlu kararını iptal etti. Ardından firma yeni bir ÇED başvurusunda bulundu.
02 Haziran 2015 – Yeniden ÇED Olumlu Kararı alındı.
10 Temmuz 2015 – 751 Kişinin imzaladığı Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerinin durdurulması için 61 avukatın yer aldığı Türkiye’nin şimdiye kadarki en büyük çevre davası açıldı.
Ayrıntılı bilgi için: TEMA
Bizi Takip Edin