‘Çocuk Dostu Medya, Çocuk Haklarınının Gelişmesine Katkı Sunabilir’
İzmir'de çocuk hakları ile ilgili düzenlenen panelde konuşan akademisyen Hanifi Kurt, kamusal bir aktör olan medyanın yapacağı hak odaklı habercilikle çocuk haklarının gelişmesine katkı sunabileceğini belirtti.
Türkiye İnsan Haklari Vakfı (TİHV) Akademi İnsan Hakları Seminerleri devam ediyor. Haklarla Düşünmek başlığı ile düzenlenen oturumların bu ayki ana konusu çocuk hakları idi. Ege Üniversitesi’nden ihraç edilen İletişimci Dr. Hanifi Kurt ‘Çocuk Hakları ve Medya’ üzerine bir sunum yaparken Mersin Üniversitesi’nden ihraç edilen Sosyolog Dr. Bediz Yılmaz Bayraktar ‘Tarım İşçisi Mülteci Ailelerin Çocukları’ üzerine ile bir sunum gerçekleştirdi.
Türkiye’deki şu anki medyanın durumunu değinen Dr. Hanifi Kurt, “Şiddet ve cinsel içerikli görüntülerin çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz ama belki de çok yüksek olduğunu söyleyebileceğimiz bir şey de ayrımcılık ve nefret söylemleri. Bunu hem haber metinlerin de hem de televizyon programlarında görüyoruz. Ayrımcılık ve nefret söylemlerine sadece gayri müslimlere de ya da farklı etnik gruplar değil toplumun için de görece daha dezavantajlı olan kadınların ve çocukların da maruz kaldığını söyleyebiliriz” dedi. Çocukların da şiddet, reyting ve ticari kaygılarla haklarının ihlal edildiğinin altını çizen Kurt yeni medya araçlarının gelişmesi ile hak ihlallerinin de yaygınlaştığını belirtti.
‘Medya Çocuğun Yararının Öncelik Olarak Ele Almalı’
Çocukların da medya ortamına katılma ve medya ortamlarını güçlendirecek tedbirlerin alınmasının hem devletin hem de medya organlarının yükümlülüğünde olduğunu ifade eden Kurt, “Medyada çocukla ilgili yapılacak her şey çocuğun yararı, katılım hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamında ele alınmalı. Medya kamusal bir aktör ve yapacağı hak odaklı habercilikle yayınlarla karar vericileri de etkileyebilir ve çocuk haklarının gelişmesine katkı sağlayabilir. Bu sadece bir katkı değil, uluslararası sözleşmelerin getirdiği bir sorumluluk” diye konuştu.
‘Medyada Hak İhlallerinin Nedenleri Gündeme Gelmiyor’
Çocukların genellikle medyada istismar haberleri ile gündeme geldiğini de belirten Kurt, “Aynı medya çocuğu istismara uğramasının nedenlerini gündeme getirmiyor. Medya, haber veriliş şekilleri ile gündemi çerçeveliyor ve nelerin gündem geleceği konusunda etki yaratabiliyor. Toplumun önemli bir kısmının tek enformasyon kaynağı medya. Hak ihlallerini gündeme taşımak ve nedenleri üzerinden haberleri vermek medyanın sorumluluğunda. Türkiye medyası bunu yapmıyor. Sorumluluğunun yerine getirmek bir yana hak ihlalcisi konumuna düşüyor. Çocukların popüler başarıları üzerinden verilen haberlerde bir çocukların hakları gündeme geliyor” dedi.
‘Çocuklarla İlgili Haberlerde de Sınıfsal Ayrım Var’
Çocuk haklarını ihlal eden haberler ile bazen alternatif dediğimiz medyada da görüldüğünü belirten Kurt, “Bu gazetecilik pratiği ve haklar konusundaki eksiklikten kaynaklı olduğunu düşünüyorum ama muhalif medya, haklar konusunda daha duyarlı ve de çocuk dostu anlayışla hareket eden haber siteleri bulunuyor” dedi. Haberlerde çocuklar arasında sınıfsal bir ayrım olduğunu da dile getiren Kurt şunları söyledi: “Daha üst düzeyde varlıklı, sermaye sınıfından bir ailenin çocuğu gündeme geldiğinde medya bu konuda daha duyarlı davranıyor ama daha alt sınıflardan çocuklar söz konusu olunca o kadar özenli davranmıyor. Bu özeni haberlerde görüyoruz. Bu çocuklar arasında da bir hiyerarşi yaratıyor. Söz konusu mülteci çocuk olunca da hiç dikkat edilmiyor, ihlaller daha rahat gündeme geliyor”.
Birleşmiş Millet Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çocuğun her türkü ayrımcılığa, kötü muameleye ve istismara karşı korunma hakkı olduğunu hatırlatan Kurt, çocukların gelişimi için gerekli ortam ve şartların da sağlanması gerektiğini de dile getirdi. Çözüm önerilerine de değinen Kurt medya kuruluşları ile çocuk hakları üzerine çalışan sivil toplum örgütlerinin birlikte çalışmalarının önemini de vurguladı.
‘Devlet Çocuğu Medyanın Zararlı İçeriklerinden Korumalı’
Medya çalışanlarının ve toplumun çocuk hakları konusunda bilgilendirebileceğini ifade eden Kurt, “Devlet de Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nden doğan hakları yerine getirilmesi için tedbir almak zorunda. Bununla yetinmeyip çocukları bu hakları konusunda güçlendirici faaliyetlerde de bulunmak durumunda. Devlet, çocuğu medyanın zararlı içeriklerinden korumalı. Çocuklara verilen medya okuryazarlığı derslerinde sadece medya anlatılmakla kalınmamalı, medya metinlerinde olup bitenler, medya metinlerinin ne amaçla üretildiği ve hakları kullanmada medyanın önemi üzerinde durulmalı” diye konuştu.
Mülteci Çocukların Eğitime Erişebilirliği…
Dr. Bediz Yılmaz Bayraktar da, Mersin’deki kurulu bulunan Maya Derneği tarım işçisi mülteci ailelerinin çocukları ile yaptıkları çalışmaları anlattı. Savaş ve yoksulluk koşullarında çocukların eğitim haklarının ihlal edildiğini de belirten Bayraktar, “Tarım sektöründe çalışan çocuklar için durum daha da ağır. Mersin’de tarım hemen hemen 12 ay boyunca devam eden bir faaliyet ve sınıra yakın olması sebebi ile Suriyeli mülteciler de yoğun olarak çalışıyor ancak mülteci emeği görünür değil. Önce görünmeyen olanı görmeye ardından da göstermeye çalıştık. Mersin’de mültecilere yönelik bakış açısından kaynaklı insanları harekete geçirmekte zorlandık. Çocukların hem eğitim hem de oyun ihtiyaçlarını giderebilmek için belediyenin mahalle evinde günlük çalışmalara başladık. Tahmin ettiğimizden daha büyük bir sorun ile karşılaştık. Bu bir ihtiyaç ve biz bu ihtiyaç ile başa çıkamıyoruz. Daha büyük işbirlikleri ile ancak çözüm elde edilebilir” dedi.
Bizi Takip Edin